REALLY BORING in Turkish translation

['riəli 'bɔːriŋ]
['riəli 'bɔːriŋ]
çok sıkıcı
is boring
very boring
really boring
too boring
very dull
pretty boring
's terribly dull
so dull
very pedestrian
very tedious
gerçekten sıkıcı
really boring
is really uncool
cidden sıkıcı

Examples of using Really boring in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Yes. Really boring.
Evet. Çok sıkıcısın.
Really boring. Yes.
Evet. Çok sıkıcısın.
This is getting really boring.
Bu gerçekten çok sıkıcı olmaya başladı.
I find dealing with reports really boring.
Raporlarla ilgilenmeyi gerçekten çok sıkıcı bulurum.
These look like really boring building plans.
Bu gerçekten çok sıkıcı bina planlarına benziyor.
It must have been really boring for you today.
Bugün senin için epey sıkıcı geçmiş olsa gerek.
Something really boring happened.
Gerçekten çok sıkıcı birşey olmuştu.
It's really boring having this conversation every six months.
Her altı ayda bir bu sohbeti gerçekleştirmek sıkıcı oluyor.
boring job, really boring Upswipz profile.
sıkıcı bir iş, bayağı sıkıcı bir Upswipz profili.
It's getting really boring.
Olmaya başladı. Bu gerçekten sıkıcı.
Yeah, it was really boring.
Çok sıkıcıydı. -Evet, gerçekten sıkıcıydı.
until the ninth grade. Thanks to a really boring lecture.
dokuzuncu sınıftaki o çok sıkıcı derse şükürler olsun.
I hope you're not going to be texting each other all evening, cos it will get really boring.
Umarım tüm gece birbirinizle mesajlaşmazsınız, çünkü gerçekten sıkıcı olur.
I hope so, boys and girls, or this is going to be a really boring episode.
Umarım, genç hanımlar ve beyler… yoksa bu çok sıkıcı bir bölüm olacak.
Another time, I went to a really boring movie with a guy,
Başka bir seferinde bir adamla cidden sıkıcı bir filme gitmiştim
you're getting really boring, you know that?
siz ikinizin bütün düşündüğü bu. Gerçekten sıkıcı olmaya başlıyorsunuz, haberiniz var mı?
metronome, right hand-- scientifically very safe, but musically really boring.
sağ el-- bilimsel açıdan çok güvenli ama müzikal açıdan çok sıkıcı.
suicide or a… a really boring video game.
cinayet… ya da… gerçekten sıkıcı bir oyun diyebilirim buna.
What was once a really boring meeting, all of a sudden, became like really interesting when Jim Jones became
Eskiden oldukça sıkıcı geçen toplantılar Jim Jonesun başkanlığa gelmesiyle birden ilginç bir hâl almıştı
We can do this all night, so it's gonna get really boring. but I have only got one story to tell.
Ama anlatacak tek bir hikayem var, o nedenle gerçekten çok sıkıcı olacak.
Results: 70, Time: 0.0574

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish