SORRY TO INTERRUPT in Turkish translation

['sɒri tə ˌintə'rʌpt]
['sɒri tə ˌintə'rʌpt]
böldüğüm için üzgünüm
rahatsız ettiğim için üzgünüm
kestiğim için üzgünüm
üzgünüm böldüm
pardon bölüyorum
kusura bakmayın bölüyorum
böldüğüm için pardon
kestiğim için kusura bakmayın
rahatsız ettiğimiz için kusura bakmayın
özür dilerim bölüyorum

Examples of using Sorry to interrupt in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Me. You. Sorry to interrupt, but I need your daughter alive.
Kestiğim için özür dilerim, ama kızını canlı tutmak zorundayım. Ben. Sen.
And I'm still here filling out paperwork. Sorry to interrupt, but everyone's left.
Pardon, bölüyorum ama herkes eve gitti ve hâlâ rapor yazıyorum.
Come in. Sorry to interrupt, sir!
Sorry to interrupt. Okay?
Kestiğim için üzgünüm.- Tamam mı?
Sorry to interrupt, sir.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm efendim.
Sorry to interrupt, but that good-looking girl we had here yesterday?
Kusura bakmayın, bölüyorum. Şu dünkü güzel kız var ya?
Sorry to interrupt. Hey.
Hey. Böldüğüm için pardon.
Sorry to interrupt but something's come up.
Rahatsız ettiğimiz için kusura bakmayın ama bir şey bulduk.
Sorry to interrupt, Sir. Come in!
Gelin! Rahatsız ettiğim için özür dilerim, efendim!
Sorry to interrupt. Jonny!
Jonny! Kestiğim için özür dilerim.
That's it?- Sorry to interrupt.
Kestiğim için kusura bakmayın. Bu kadar mı?
But I can't seem to locate Dr. Fargo. Miss Lupo, sorry to interrupt.
Kestiğim için üzgünüm, ama Dr. Fargoya ulaşamıyoruz. Bayan Lupo.
Sorry to interrupt you, sir. Yes?
Evet? Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm efendim?
Sorry to interrupt, but Officer Min is already here.
Pardon, bölüyorum ama Memur Min geldi bile.
Sorry to interrupt.
Böldüğüm için pardon.
Sorry to interrupt, Ms. Maroney, but the sound guys want their microphone back.
Özür dilerim, bölüyorum ama sesçiler mikrofonu geri istiyor.
Thank you. Sorry to interrupt but something's come up.
Teşekkürler. Rahatsız ettiğimiz için kusura bakmayın ama bir şey bulduk.
Jonny! Sorry to interrupt.
Jonny! Kestiğim için özür dilerim.
Sorry to interrupt. That's it?
Kestiğim için kusura bakmayın. Bu kadar mı?
Robert? Sorry to interrupt.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim.- Robert?
Results: 1051, Time: 0.0467

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish