Examples of using They come and go in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
They come and go like clouds.
Bulutlar gibi gelip gidiyorlar.Jeanette.- They come and go.
Jeanette.- Öyle tutup geçiyor.They come and go.
Gelirler ve giderler.These things, they come and go.
Aslında böyle şeyler gelir geçerdi.They come and go like visitors.
Tıpkı bir ziyaretçi gibi gelirler ve giderler.We don't know when they come and go.
Ne zaman gelir gider bilmiyoruz.Because they come and go.
Çünkü gelip giderler.Well, they come and go at the garage, you know.
Şey, garaja gelip, giderler, bilirsiniz.They come and go.
Onlar gelir ve giderler.Did I mention they come and go?
Gidip geldiğinden bahsetmiş miydim?They come and go.
Onlar gelir ve gider.I watch the house and send photos of them as they come and go.
Onları evlerindeyken izleyip, gelip giderlerken çektiğim fotoğraflarını gönderecektim.Yeah, they come and go.
Evet, geliyor ve gidiyor.They come and go, Jimmy.
Bunlar gelip geçiciler Jimmy. Barakana dön.They come and go like a summer shower.
Gelip geçiyor bir yaz yağmuru gibi.Because they come and go.
Çünkü onlar gelir ve giderler.They come and go.
Burada gelen giden çok olur.Look, these people… they come and go during the course of a job.
Bakın, bu insanlar iş esnasında gelip giderler.Friends, lovers, marriage… they come and go.
Arkadaşlar, sevgililer, evlilik… Gelip giderler.Men like you, they come and go.
Birçok erkek geldi geçti.
