TO A POINT in Turkish translation

• bir noktaya kadar
• sadede
• işaret eder

Examples of using To a point in English and their translations into Turkish

they cannot diverge from or converge to a point like electric field lines can see Gauss's law for magnetism.
elektrik alan çizgilerinin bir noktada yapabildiği gibi birbirinden uzaklaşamaz ya da birbirine yaklaşamaz Manyetizm için Gauss yasasına bakınız.

But the only thing I know how to do to a point of absurdity, into my work. is completely bury myself.
Artık saçmalık noktasına varacak kadar işime gömmek. O da kendimi tamamen.

But the only thing I know how to do is completely bury myself, to a point of absurdity, into my work.
Artık saçmalık noktasına varacak kadar işime gömmek. O da kendimi tamamen.

To a point of absurdity, into my work. But the only thing
Artık saçmalık noktasına varacak kadar işime gömmek.

To a point of absurdity, into my work. is completely bury myself,
Artık saçmalık noktasına varacak kadar işime gömmek.

To a point in the future. My first is, um… We know both Dr. Burnham and her suit are tethered.
Birincisi… Doktor Burnham ile kostümünün gelecekte bir noktaya bağlı olduğunu biliyoruz.

the motivational research group, We have brought the science of consumer evaluation To a point of precision like that of a surgeon's scalpel.
tüketici değerlendirme bilimini bir cerrahın neşteri kadar hassas bir noktaya getirdiğimizi söyleyebiliriz kısaca.

That we forget about the important stuff. Hey, man. You know, the one thing white folks are masters at is tapping into our passions to a point.
Tutkularımızdan faydalanmaları ve bize önemli şeyleri unutturmaları. Beyazların usta olduğu bir konu, Dostum.

The force becomes greater and greater, and as matter and energy are compressed to a point, the density is so great that it has no recourse
Sonra madde ve enerji bir noktada sıkışır Öz kütle o kadar büyük olur

a hollow center)"is" simply connected, because any loop on the surface of a sphere can contract to a point, even though it has a"hole" in the hollow center.
basit bağlantılıdır çünkü kürenin yüzeyindeki herhangi bir döngü kürenin oyuk bir deliği olmasına rağmen bir noktaya büzülebilir.

suggested that it would be possible, to a point in the distant future.
kafi enerji toplanırsa… bir noktadan, uzak gelecekte bir noktaya ulaşmak mümkün olacaktı. Zamanın mekandan ayrılamaz olması bir kenara.

to pass from one point in time to a point in the distant future.
uzak gelecekte bir noktaya ulaşmak mümkün olacaktı.

fugue that Pierre Boulez(1986, pp. 346-47) regards as"certainly the finest and most characteristic example of Bartók's subtle style… probably the most timeless of all Bartók's works- a fugue that unfolds like a fan to a point of maximum intensity and then closes, returning to the mysterious atmosphere of the opening.
en iyi örneği… muhtemelen Bartokun bütün eserlerinin en ebedi olanı, füg maksimum yoğunluğun bir noktasına bir yelpaze gibi açılıp daha sonra kapanıyor ve açılışın gizemli atmosferine geri dönüyor'' sözleriyle övmüştür.

AND IT would COME TO A POINT.
Alzheimer ı olduğu için mi bu duruma geldi peki?

Up to a point.
Bir noktaya kadar.

Up to a point?
Bir noktaya kadar mı?

To a point, yes.
Bir noktada, evet.

I care… To a point.
Bir noktayı umursuyorum.

But only to a point.
Ama sadece bir şey.

I care… To a point.
Umursadığım bir nokta var.