Examples of using To be understood in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
You don't need to sound like a native speaker to be understood.
Anlaşılmak için bir yerli konuşucu gibi ses çıkarmana gerek yok.They must be lived to be understood.
People are tired of old actors mugging at the camera to be understood.
İnsanlar, anlaşılmak için kameralar karşısında… komiklikler yapan eski aktörlerden sıkılmış durumda.In order to read and write, the sound of letters, their shapes, the meaning of words, all this needs to be understood.
Şekillerinin, kelimelerin anlamlarının, hepsinin anlaşılması gerekir. Okuyup yazabilmek için; harflerin okunuşunun.eleştirel olarak anlaşılması amaçlanmıştır.all this needs to be understood.
kelimelerin anlamlarının, hepsinin anlaşılması gerekir.Anlaşıldığım kadar anlamayı, Teselli edildiğim kadar etmeyi, sevildiğim kadar sevmeyi bahşet tanrım, kim kendini verirse.Grant that I may not seek to be consoled as to console, for it is in giving that we receive. to be loved as to love, to be understood as to understand. .
Anlaşıldığım kadar anlamayı, Teselli edildiğim kadar etmeyi, sevildiğim kadar sevmeyi bahşet tanrım, kim kendini verirse.As full, complicated human beings. of black people's various struggles in this country, If you looked at the history the connecting theme is the attempt to be understood.
Anlaşılma çabasının olduğu görülür. çeşitli mücadelelere bakılırsa, hepsinin arkasında eksiksiz ve karmaşık insanlar olarak Bu ülkede siyah insanların verdiği.it's starting to be understood at breakneck pace.
baş döndürücü bir hızda anlaşılmaya başlanıyor.It seemed to understand you and believe in you, just as you would like to be understood and believed in.
Gülüşünde tam senin anlaşılmak, inanılmak istediğin gibi seni anladığını, sana inandığını belirten bir his vardı.the connecting theme is the attempt to be understood as full, complicated human beings.
karmaşık insanlar olarak anlaşılma çabasının olduğu görülür.But these movies are made to be understood despite such handicaps,
Ama bu filmler böyle engelemelere rağmen anlaşılmak için yapılmıştır ve kendisi şarkılarThe truth is, you compel me to come here because you have no one else to talk to, and you want to be understood.
İşin doğrusu, buraya gelmem için beni etki altına almanın sebebi başka konuşacak hiçkimsen olmaması. Birilerinin seni anlamasını istiyorsun.that's now starting to be understood.
manufacturing green came to be understood by a critical mass of citizens, entrepreneurs and officials as the most patriotic, capitalistic, geo-political and competitive thing they could do.
The former provides data about the universe, which can then be analyzed in order to be understood, while the latter provides explanations for the data and thus offers insight
İlki evrenle ilgili onu anlamak için analiz edilebilecek bilgiler sağlarken ikincisi bu veriler You meet someone where you moment, you sort of want to hold in life, and that's why, when It's so hard to be understood understand each other at that on to it.
Anlıyor musun? zordur, işte bu yüzden, karşılıklı daha fazla tutunmak istersiniz, birbirinizi So although I answered this thinking DNA was the answer, it made me realize that in the context of the bigger biology questions that there are other levels of control that need to be understood and answered.
Bu soruya DNA cevabını vermiş olsam da, daha büyük biyoloji soruları bağlamında anlaşıIması ve cevaplanması gereken başka kontrol seviyeleri olduğunu farkettim.gather data in nature, the ubiquitous computing that allows that data to be understood and used, and of course the social networks that allow people to collaborate and contribute.
toplayan bu küçük sensörler, her yerde verilerin hesaplanarak anlaşılmasını ve kullanılmasını sağlayan aletler ve tabi ki insanları bir araya getirip birbirlerine katkıda bulunmalarını sağlayan sosyal ağlar.
