WE DIDN'T FIND in Turkish translation

• bulamadık
• bulmadık
• rastlamadık
• bulunmamasına
• bulamadığımızı
• bulamamıştık
• bulamadım
• bulmasak
• bulmadığımızı
• bulduk

Examples of using We didn't find in English and their translations into Turkish

If you give us something small, we can always say we didn't find you.
Bize ufak tefek bir şey verirseniz sizi bulamadığımızı her zaman söyleyebiliriz.

We didn't find Stojan for three weeks.
Stojanı üç hafta sonunda bulduk.

I will tell'em we didn't find anything.
Ben giderim. Bir şey bulmadığımızı söylerim.

Or maybe we didn't find him alive.
Ya da onu canlı bulmadık deriz.

Tell Greer we didn't find shit.
Greera bir bok bulamadığımızı söyleriz.

We didn't find Jared Vennett's housing bubble pitch in the lobby of a bank that rejected us.
Jared Vennettin emlak balonu tüyosunu reddedildiğimiz bankanın lobisinde bulmadık.

We didn't find any evidence to corroborate that.
Buna dair bir kanıt bulmadık.

We didn't find anything suspicious, sir.
Şüpheli bir şey bulmadık efendim.

We didn't find a single trace of it.
Ondan tek bir iz bulmadık.

So you're blaming me now because we didn't find your birth parents?
Biyolojik aileni bulamadığımız için beni mi suçluyorsun?

This could be the blood that we didn't find at the train tracks.
Bu tren raylarında bulamadığımız kan olabilir. Epey kan var.

We didn't find it in the apartment?
Bulduğunuz daire kime aitti?

We didn't find anything.
Hiçbir şey bulamadıklarını.

But we didn't find the number with the other things.
Ama başka türlü numarayı bulamazdık.

We didn't find the car until three days after the crash.
Arabayı kazadan üç gün sonra bulmuştuk.

I'm sorry we didn't find you sooner.
seni daha erken bulmadığımız için özür dilerim.

I'm sorry we didn't find you sooner. For what it's worth.
Ne olursa olsun, seni daha erken bulmadığımız için özür dilerim.

Actually, it's what we didn't find.
Aslında mesele ne bulamadığımız.

Something we didn't find with the other two women.
Öbür iki kadında olmayan iki şey buldum.

My guess is, this is the hammer we didn't find at the Davis house.
Benim tahminim, bunun… Davislerin evinde bulamadığımız çekiç olduğu.