WE WOULD HAVE in Turkish translation

• var
• olacaktı
• olabilirdik
• olmadan
• elimizde
• sahip olurduk
• zorundayız
• içeriz diye
• olsa
• olsaydı
• olmazdı
• sahip oluruz

Examples of using We would have in English and their translations into Turkish

Because if you were, we would have a serious problem.
Çünkü eğer öyle olsaydı, ortada ciddi bir sorunumuz olacaktı.

We would have to camp. I told you, 2 days.
Sana söylemiştim, iki gün kamp yapmak zorundayız.

Without pain, without sacrifice, we would have nothin.
Hiçbir şeyimiz olmazdı. Acı olmadan, fedakarlık olmadan..

I thought we would have a cream tea… without the cream
Kremalı çay içeriz diye düşünmüştüm… Kremasız

We would have nothing. Yes.
Evet.- Elimizde hiçbir şey kalmaz.

We would have been good friends.
İyi arkadaş olabilirdik.

Our own Frank Drebin Jr. One day we would have.
Günün birinde kendimizin Frank Drebin Juniorı olacaktı.

Without pain, without sacrifice, we would have nothin.
Hiçbir şeyimiz olmazdı. Acı olmadan, kurban olmadan..

It just might not work. but at least we would have a car.
Çalışmıyor olabilirim. Ama en azından bir arabamız var.

We would have heard that.
Öyle olsa duyardık.

I was hoping we would have a beer.
Bir bira içeriz diye umuyordum.

And then we would have nothing.- We could lose.
Sonra elimizde hiçbir şey kalmaz. Kaybedebiliriz de.

We would have been good together.
Birlikte çok iyi olabilirdik.

We would have a reason to keep going.
Hayata devam edebilmek için bir nedenimiz olacaktı.

Without pain, without sacrifice, we would have nothin.
Hiçbir şeyimiz olmazdı. Acı ve fedakarlık olmadan.

Now. Do either of you think we would have that final solution?
Aranızda son çözüme ulaşabileceğimizi düşünen var mı? Şimdi?

If it was a bit shorter, we would have gotten into big trouble.
Birazcık daha kısa olsaydı başımız büyük dertteydi.

If we had shut up pills, we would have prescribed them to you by now.
Susturma hapımız olsa şimdiye kadar vermiştik size, emin ol..

We could lose, and then we would have nothing.
Sonra elimizde hiçbir şey kalmaz.- Kaybedebiliriz de.

I thought we would have a drink together before we eat.
Yemekten önce birlikte bir içki içeriz diye düşündüm.