YOU JUDGE in Turkish translation

[juː dʒʌdʒ]
[juː dʒʌdʒ]
yargılamadan
to judge
judgment
trial
prosecuting
judgement
hükmetmenizi
to rule
to dominate
ruling
domination
yargılarsın
judicial
judiciary
judgment
justice
judge
judgement
court
jurisdiction
trial
juridical
hükmediyorsunuz
do you judge
you rule
seni yargıç
yargılıyorsun
to judge
judgment
trial
prosecuting
judgement
hükmettiğiniz
to rule
to dominate
ruling
domination
yargılıyorsunuz
to judge
judgment
trial
prosecuting
judgement
yargılarsınız
judicial
judiciary
judgment
justice
judge
judgement
court
jurisdiction
trial
juridical
yargılamaya
to judge
judgment
trial
prosecuting
judgement

Examples of using You judge in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
How dare you judge me when you have no idea?
Hiçbir fikriniz yokken beni yargılamaya nasıl cüret edersiniz?
You judge me, but who have you sacrificed for your daughter?
Beni yargılıyorsun ama kızın için kimi feda ettin?
How dare you judge me?
Ne cüretle beni yargılarsınız?
You're angry with him, you judge.
Kızgınsınız ve onu yargılıyorsunuz!
How dare you judge me when you have no idea.
Bir kazık çakılıyken yaşamak… beni yargılamaya nasıl cüret edersiniz? neye benzer, hiçbir fikriniz yokken.
I know you judge me, and you think I'm a bad mother.
Biliyorum beni yargılıyorsun ve kötü bir anne olduğumu düşünüyorsun.
You who detest each other so How can you judge us?
Siz nefret dolu olanlar bizi nasıl yargılarsınız?
You are angry. You judge me.
Kızgınsınız. Beni yargılıyorsunuz.
You judge me, but you don't know who these people are.
Beni yargılıyorsun, ama bu insanların kim olduğunu bilmiyorsun.
You judge us in our desperation.
Umutsuz durumumuzda bizi yargılıyorsunuz.
How can you judge this man without talking to the people who know him best?
Onu en iyi tanıyan insanlarla konuşmadan onu nasıl böyle yargılarsınız?
You judge me for being a model.
Modellik yaptığım için beni yargılıyorsun.
You judge everybody.
Herkesi yargılıyorsun.
Admit it, Carmen, you judge me.
Kabul et, Carmen, beni yargılıyorsun.
You judge the creature by its appearance.
Yaratığı görünüşüne göre yargılıyorsun.
Why you judge me?
Neden beni yargılıyorsun?
You judge apples by color.
Elmayı rengine göre yargılıyorsun.
Watch who you judge, Ben.
Kimi yargıladığına dikkat et, Ben.
I will let you judge.
Yargılamanıza izin veriyorum.
I know you judge me.
Beni yargıladığını biliyorum.
Results: 183, Time: 0.0509

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish