ÖLDÜĞÜNDE in English translation

died
ölür
ölüyor
ölecek
ölmez
ölmesine
ölümünü
geber
ölen
ölün
ölünce
is dead
ölü
ölmek
was killed
öldürülmesi
passed
geçmek
pas
geçer
geçen
geçiyor
geçmiş
uzat
geçidi
uzatır mısın
geçiş
in death
ölümde
ölüm
öldüğünde
ölürken
vefat
death
dies
ölür
ölüyor
ölecek
ölmez
ölmesine
ölümünü
geber
ölen
ölün
ölünce
die
ölür
ölüyor
ölecek
ölmez
ölmesine
ölümünü
geber
ölen
ölün
ölünce
are dead
ölü
ölmek
was dead
ölü
ölmek
dying
ölür
ölüyor
ölecek
ölmez
ölmesine
ölümünü
geber
ölen
ölün
ölünce
is killed
öldürülmesi
passes
geçmek
pas
geçer
geçen
geçiyor
geçmiş
uzat
geçidi
uzatır mısın
geçiş
were killed
öldürülmesi
pass
geçmek
pas
geçer
geçen
geçiyor
geçmiş
uzat
geçidi
uzatır mısın
geçiş

Examples of using Öldüğünde in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Büyük anneleri öldüğünde onu görmüşlerdi.
They all saw Granny when she was dead.
O öldüğünde, güvende olacağız.
When she's dead, we will be safe.
Bütün arkadaşların öldüğünde sana bir şans vermeye çalıştığımı unutma.
But remember, when all your friends are dead, I tried giving you a chance.
Baban öldüğünde mezara kadar seninle gittim.
When your father passed away, I followed you to the graveyard.
Peki o öldüğünde nereye gider?
And where would he go in death?
Laust savaşta öldüğünde ne olacak peki?
And what happens when Laust is killed in battle?
Ama çocuklar öldüğünde bir problem var demektir.
But I have a problem when kids start dying.
Birisi öldüğünde, bu dünyaya geri gelemez, değil mi?
When someone's dead, they can't come back,?
Öldüğünde, benim de yarım öldü..
Half of me was dead.
Ama çocukların ve sonra da onların çocukları öldüğünde adın unutulur.
But when your children are dead and their children after them your name will be lost.
Annem öldüğünde dövüş sanatları okulunu kapatmak zorunda kaldı.
He had to close down the martial-arts studio after my mom passed away.
Katil, öldüğünde korunmasız olmasını istedi.
The killer wanted her exposed in death.
Küçük çiftliğimizi World Gobbler öldüğünde alabiliriz.
We can have our little farm. When the World Gobbler is dead.
Biri öldüğünde suçlu ya da sorumlu hissetmek oldukça normal bir şey.
It's normal to feel guilt or a sense of responsibility when someone passes.
Öldüğünde ceza kesilecek.
Fined for dying.
Komutanları öldüğünde mürettebat yıkılıp dağılabilir.
Crew can fall apart when their commander is killed.
Chloe öldüğünde, çalışmayı bırakabilirsin.
When Chloe's dead, you can stop working.
Khalid öldüğünde bir direniş falan olmayacağını biliyordun.
You knew once Khalid was dead, there would be no resistance.
sen öldüğünde.
when you are dead.
Babam öldüğünde burada olmayacak kadar bir adamla meşgulmüşüm.
That I was too consumed with a guy that I wasn't here when my father passed.
Results: 5006, Time: 0.0415

Top dictionary queries

Turkish - English