BIR YANI in English translation

with
ile
birlikte
beraber
yanında
yanına
karşı
side
yan
taraf
tarafından
yanında
kenar
yakası
yönünü
part
yarı
kısmen
bir parçasi
kısmı
bir parçası
bölüm
rolü
dahil
tarafı
bölümünü
there
aspect
görünüm
yönü
yanı
kısmı
açıdan
özelliği
tarafı
alanını

Examples of using Bir yanı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Baskı olayın sadece küçük bir yanı.
Hazing is just this small part.
hiç izin vermediği… anaç, kadınsı bir yanı vardı.
feminine side of her that never was allowed to grow.
Ama hakkımda hiçbir şey bilmeyen biriyle… yolculuk etmenin rahatlatıcı bir yanı vardı.
But there was something comforting who knew nothing about me. about traveling with someone.
Bazen unutmanın lezzetli bir yanı oluyor.
Sometimes there's something delicious in oblivion.
Bunun biraz iyileştirici bir yanı var.
There's a part of this that's kind of therapeutic.
Onun içinde büyümesine hiç izin vermediği… anaç, kadınsı bir yanı vardı.
That never was allowed to grow. There was a maternal feminine side of her.
Doğru. Herkezin kutsandığı özel bir yanı vardır.
That's right. Everyone's blessed with one special thing.
O yüzden onun farklı bir yanı olması lazım.
So there's gotta be something different about it.
Bu yaptığımın tuhaf bir yanı yok.
There's nothing that unusual about what I'm doing with this.
Daha büyük bir güç elde etmek için gücünüzü kullanmanın yanlış bir yanı yok.
There's nothing wrong with using your power to gain even greater power.
Michelle, bir ilişkide içerisinde olmak istemenin yanlış bir yanı yok.
Michelle, there is nothing wrong with wanting to be in a relationship.
Bir yanı maceraperest, kendine güvenen ve eğlenceli biriydi.
One part of him was confident, fun, adventurous.
Gömecek bir yanı kalmadı çünkü.
Ain't nothing left of her to bury.
Abartılacak bir yanı yok.
No big thing.
Adamın iyi bir yanı yok.
THAT MAN HAS NO GOOD QUALITIES.
Sakin bir yanı var.
There's something calm about her.
Saplantı yapılabilecek bir yanı yok.
There's no point in obsessing over it.
Bunun gizemli bir yanı yok, Chet.
There's no mystery here, Chet.
Birini öldürmenin cazip bir yanı yoktur artık.
There's no glamour in killing anymore.
İçinde iyi bir yanı var.
There's good in her.
Results: 228, Time: 0.0481

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English