FARK EDERSINIZ in English translation

you realize
fark
anlıyorsun
farkettiğin
sizi şu an burada aradıklarının farkındasındır
you will notice
göreceksiniz
farkedeceksiniz
fark etmişsinizdir
fark edersin
farketmişsinizdir
you realise
fark
anlıyorsun
farkettiğini

Examples of using Fark edersiniz in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Kaçak bir yaşam sürüyorsanız böyle şeyleri fark edersiniz.
You have been on the run, you notice these things.
Hayatta pek çok işlevinin olduğunu fark edersiniz. Bazen aşkın en yalın hâlinin.
In its absolute form has many purposes in life. Sometimes you realize that true love.
Affedersiniz. Ama sonra fark edersiniz ki saklamak için o kadar uğraştığınız yalan.
But then you realize Excuse me. that lie you have spent so much time crafting.
Aslında bu, tekerlekten daha iyi. Sahilde bisiklete binmeyi denerseniz fark edersiniz bu çok zor bir iş.
In fact, this is better than a wheel, because when you try to drive your bicycle on the beach, you will notice it's very hard to do.
Aniden… Fark edersiniz ki şekillerin ve boyutların bir çeşit kozmik uyumu var.
Suddenly… you realize that there's some sort of cosmic harmony… of shapes and sizes.
Kurbağa ve semenderleri düşünürseniz özellikle yumurtlama dönemlerinde ve yavrularının gelişim dönemlerinde suyun onlar için ne kadar önemli olduğunu fark edersiniz.
And if you imagine frogs and salamanders, you realise how important water is for them, particularly in that early spawning stage and the development of the young, like tadpoles.
Bir gün, yaşadığınızın artık aşk değil yıllar içinde hasar görmüş boş deniz kabukları gibi korkunç bir acı dansı olduğunu fark edersiniz!
Until one day you realize it's not even love any more, but a horrible dance of pain that will leave you both damaged, empty shells for years to come!
Görene kadar sizin odanızda ne olacağını bilmezsiniz,… sonra da zaten başka hiçbir şeyin olamayacağını fark edersiniz.
You don't know what's going to be in your room until you see it. Then you realise it could never have been anything else.
Ve biraz önce çizdiğiniz şeye baktığınız zaman, onun bir sokak haritasına benzemediğini fark edersiniz.
And when you look at what you have just drawn, you realize it does not resemble a street map.
Ve birdenbire onların buraya, yalnızca buraya ait olduklarını fark edersiniz.
And suddenly you realise that here, and only here, is where they've always belonged.
ellerinize baktığınızda, yaşıyor olduğunuzu fark edersiniz.
you look at your hands, you realize that you're alive.
Ve aylar ya da yıllar geçtikten sonra artık sizi acıtmadığını fark edersiniz.
And it's not until months or even years later that you realize, you don't hurt anymore.
Sizi uyardığımız vurgunculuk ve kölelik gerçekliğini göremiyorsanız umarım zamanınızın hızla tükendiğini fark edersiniz.
If you have not yet woken up to the reality of profiteering and enslavement we have been warning you about, I hope you realize we are fast running out of time.
İşin kötü tarafı, sonunda intikamın her şeyi daha da zorlaştırdığını fark edersiniz.
You realize that revenge only complicates things even more. And the worst of it is, that in the end.
bakarsınız,… kadınları ve erkekleri görüp, yalnız olmadığınızı… fark edersiniz.
Then you see all the men, and you realize you're not alone.
Ve halkın, bunun nasıl uygulanacağı konusunda kendi kararını… verebildiği sürece, herhangi bir riski kabul etmeye istekli olabileceğinizi… fark edersiniz.
About how this is applied. And you realize that you might be willing to accept any risk, as long as the public is able to make their own decision.
Düzgün olmayan bir spirali çizmekle başlayabilirsiniz ama sonra fark edersiniz ki sprial dışarıya doğru dairesel şekilde gelişiyor.
You can start with a wonky shape to spiral around. But you have noticed that as you spiral out, it gets rounder and rounder.
Onları fark edersiniz çünkü onlar da yavaşlar. Çok yavaş giderseniz.
You're gonna notice them, cause they're driving real slow. If you drive real slow.
O zaman aklınız başınıza gelmiş olur ve önünüzdeki büyük fırsatı fark edersiniz.
By then, you will have found your senses and realized the great opportunity in front of you.
Yozlaşmış 3. Dünya politikacılarıyla yeterince zaman geçirirseniz… Birçoğunun, kendine acıdığını fark edersiniz.
Spend time with corrupt, homicidal third-world political figures, and you hear a lot of self-pity.
Results: 64, Time: 0.0316

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English