Examples of using Kötülük in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kirkin ayarladığı, inat ve kötülük uğruna çıkarttırdığı bir yangında.
Ve gerçekten de bazen kötülük yapmadan Evet rahibe.
Sanki sana kötülük ediyormuşum gibi hissediyorum.
İnsanlar kötülük ve kandan bıkmışlardır.
Kendime kötülük ettim.
Kötülük meleği gibi genç Prensin peşinden ayrılmıyorsunuz. Prens mi?
İçteki kötülük. Kötü olan nedir Geoff?
En azından, kötülük ettiğini sanıyordu.
Yangın başlatmak, çocuklarda bir yalnızlık belirtisidir… kötülük değil.
O adam orada saklanıp bize kötülük yapan ödleğin teki.
İhanet, kötülük, anlatılamaz bir korku.
Ona kötülük ediyorsunuz, leydim.
Kötülük sadece onların içinde değil.
Anladım. Kötülük otoriteye yakınlığının tersine bir yaklaşımla değişir.
İçteki kötülük. Kötü olan nedir Geoff?
Bize hiçbir kötülük yapmadı.
Iemon… ben sana ne kötülük yaptım?
Yangın başlatmak, çocuklarda bir yalnızlık belirtisidir… kötülük değil.
Kendisine kötülük dokunduğu zaman ümidini keser.
Kötülük sadece onların içinde yok.