KÖTÜLÜK in English translation

evil
kötü
kötülük
şer
fena
habis
kem
zalim
musibet
iblis
şeytani
bad
kötü
fena
berbat
yaramaz
harm
zarar
kötülük
incitmesine
wrong
yanlış
ters
var
hata
sorun
yanıldığını
haksız
malice
kötülük
kötü niyet
kin
garez
kasıtlı
bir şer
wickedness
kötülük
günahkârlık
günahlarına
badness
kötülük
kötü
ill
hasta
kötü
kötülük
hastalık
hastaydı
hastalandı
mischief
kötülük
fesat
bozgunculuk
yaramazlık
haylazlık
muziplik
disservice
kötülük

Examples of using Kötülük in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Kirkin ayarladığı, inat ve kötülük uğruna çıkarttırdığı bir yangında.
Out of spite and malice. A fire that Kirk arranged and paid for.
Ve gerçekten de bazen kötülük yapmadan Evet rahibe.
And indeed sometimes we can't do bad Yes, sister.
Sanki sana kötülük ediyormuşum gibi hissediyorum.
I feel like I'm doing you a disservice.
İnsanlar kötülük ve kandan bıkmışlardır.
Yet the people are weary of wickedness and blood.
Kendime kötülük ettim.
Do meself a mischief.
Kötülük meleği gibi genç Prensin peşinden ayrılmıyorsunuz. Prens mi?
The prince? You follow him up and down like his ill angel?
İçteki kötülük. Kötü olan nedir Geoff?
Badness inside. What's bad?
En azından, kötülük ettiğini sanıyordu.
At least he believed you had done wrong.
Yangın başlatmak, çocuklarda bir yalnızlık belirtisidir… kötülük değil.
Fire setting in children is often a sign of loneliness, not malice.
O adam orada saklanıp bize kötülük yapan ödleğin teki.
That guy's a coward, hiding up there doing bad things to us.
İhanet, kötülük, anlatılamaz bir korku.
The treachery, the villainy, the sheer indescribable horror.
Ona kötülük ediyorsunuz, leydim.
You do her a disservice, my lady.
Kötülük sadece onların içinde değil.
The wickedness is not just in them.
Anladım. Kötülük otoriteye yakınlığının tersine bir yaklaşımla değişir.
Mischief varies inversely with proximity to the authority figure. I understand.
İçteki kötülük. Kötü olan nedir Geoff?
What's bad? Badness inside?
Bize hiçbir kötülük yapmadı.
He's done us no ill.
Iemon… ben sana ne kötülük yaptım?
Iemon… what did I ever do to wrong you?
Yangın başlatmak, çocuklarda bir yalnızlık belirtisidir… kötülük değil.
Not malice. Fire setting in children is often a sign of loneliness.
Kendisine kötülük dokunduğu zaman ümidini keser.
When misfortune touches him he starts lamenting.
Kötülük sadece onların içinde yok.
The wickedness is not just in them.
Results: 2956, Time: 0.0413

Top dictionary queries

Turkish - English