Примери за използване на Bir alan на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Redwood- Kaliforniya ormanda bulunan bir alan.
Orada ne sakladığını bilmiyorum ama yırtıcı kafatasının hemen altında geniş boş bir alan vardı.
Başka bir alan testi yap ya da elbise yazdır yada--.
Bu çok büyük bir alan.
Peki, bu bir Ponderosa Çamı. Diğer Amerikan ağaçlarından daha geniş bir alan--.
Bilindiği üzere doğada boş bir alan yoktur.
Bu daire tarafsız bir alan.
Limanın içi, aramak için çok büyük bir alan.
Aygıt, Borg gemisinin içindeki fizyometrik koşulları taklit ederek vücut etrafında bir alan yaratıyor.
Neyse ki ben bir alan testi geliştirdim.
Aramak için küçük bir alan.
Çıkış ve ciddi bir güvenlik olmadan üç saat kalınacak kapalı bir alan.
Bu benim için yeni bir alan.
E- mail adresinin kendisi sahte bir alan ismi altında saklanmış.
Orası gri bir alan.
Sadece Yunan Tiyatrosunun üst tarafında demiş karanlıkta aramak için geniş bir alan.
her iki tabloda ortak bir alan paylaşmaları gerekir.
Bu yepyeni bir alan indükleme alt işlemcisi gerektirecek.
Birkaç kilometrekare yine de araştırmak için büyük bir alan.
GPS yok, yani geniş bir alan.