DAVANIN - превод на Български

случай
vaka
olay
durum
dosya
münasebetiyle
davayı
dava
ihtimalle
делото
duruşma
dosya
davası
dava
yaptın
eseri
mahkemem
процес
süreç
işlem
duruşma
dava
davası
mahkeme
prosesi
prosedür
yargılama
искът
davanın
talebiniz
dava
müzekkere
разследване
soruşturma
araştırma
inceleme
bir tahkikat
случая
vaka
olay
durum
dosya
münasebetiyle
davayı
dava
ihtimalle
случаят
vaka
olay
durum
dosya
münasebetiyle
davayı
dava
ihtimalle
дело
duruşma
dosya
davası
dava
yaptın
eseri
mahkemem
дела
duruşma
dosya
davası
dava
yaptın
eseri
mahkemem
процесът
süreç
işlem
duruşma
dava
davası
mahkeme
prosesi
prosedür
yargılama
процеса
süreç
işlem
duruşma
dava
davası
mahkeme
prosesi
prosedür
yargılama

Примери за използване на Davanın на Турски и техните преводи на Български

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Mr. Monk, Davanın nasıl gittiğini merak ediyoruz.
Г-н Монк, чудехме се как върви случаят.
Warren Komisyonu bu davanın çocuk oyuncağı olduğunu sandı.
Комисията Уорън е мислила, че това е едно лесно дело.
O yüzden bu davanın üstünün örtüleceği konusunda endişelenmene gerek yok.
Затова няма нужда да се притесняваш, че някой може да се опита да покрие случая.
Teğmen, bu davanın sizin için ne ifade ettiğinin farkındayım.
Лейтенант, аз осъзнавам колко много този случай означава за вас.
Ve, gerçekte beyler, cinayet bu davanın konusu değildir.
И всъщност, господа, този процес не е за убийство.
Hangi davanın sonuçlanacağını bilir.
Знае кои дела могат да се разплетат.
Bu davanın içindeki konuşmacıya ilham verdiğini fark ettim.
Забелязах, че това дело вдъхнови оратора в теб.
Sana davanın kapandığını söylemiştim.
Казах ти, че случаят е приключил.
Hayır, önce davanın konusunu bilmem gerekiyor.
Не, трябва първо да знам за случая.
Bu davanın peşinden gitme nedenim bu değil.
Това не е причината, заради, която съм след този случай.
Başlangıçta davanın en az iki yıl sürmesi bekleniyordu.
Първоначално се очакваше процесът да продължи най-малко две години.
Taraflar anlaşmalarla davanın görüleceği yer mahkemesini belirleyebilir.
Страните могат да уговорят мястото, където да се разгледа арбитражното дело.
Tek dediğim 20 davanın pek bir anlamı yok.
Двадесет дела не означават нищо.
O halde eminim ki davanın şimdi kapandığını biliyorsundur!
В този случай съм сигурна, че знаеш, че случаят вече е приключен!
Başsavcı davanın hemen sonuçlanmasını istiyor.
Прокурорът иска да приключим случая веднага.
Bu davanın gerçekten kapanmasını istiyorsun, değil mi?
Наистина искаш този случай да приключи, а?- А ти не искаш ли?
O zaman davanın hiçbir zaman mahkemeye gitmediğini de biliyorsunuz.
Значи знаете, че процеса не стигна до съда.
Davanın yıl sonundan önce sonuçlanması beklenmiyor.
Не се очаква процесът да приключи преди края на годината.
Bu davanın senin için ne kadar zor olduğunu düşünüyordum.
Точно си мислех колко трудно е това дело за теб.
Davanın ne ilgili olduğunu merak ediyorum.
Чудя се за какво е случая.
Резултати: 388, Време: 0.0803

Най-популярните речникови заявки

Турски - Български