ARE INSEPARABLE in Turkish translation

[ɑːr in'seprəbl]
[ɑːr in'seprəbl]
ayrılmaz
to leave
to break up
to quit
split up
to separate
separation
parting
depart
apart
birbirinden ayrılamaz
resmen yapışıksınız
ayrıimayız
are inseparable
ayrılmazız
ayrılmaz bir bütündür

Examples of using Are inseparable in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
They are inseparable.
Onlar ayrılmaz ikilidir.
But their names are inseparable.
Ama isimleri birbirinden hiç ayrılamaz.
We are inseparable, you and me.
Biz ayrılamayız, sen ve ben.
Just big-time in love. And we're inseparable.
Ayrılmaz ikiliydik. Delice birbirimize aşıktık.
That's Molly. She and her brother are inseparable.
O ve erkek kardeşi hiç ayrılmazlar. Bu Molly.
She and her brother are inseparable. That's Molly.
O ve erkek kardeşi hiç ayrılmazlar. Bu Molly.
Those two are inseparable.
O ikisi etle tırnak gibiler.
We're inseparable, so she's my soul mate.
Biz ayrılamayız. O benim ruh eşim.
You and Yorgos are inseparable.
Yorgaki ve sen ayrılamıyorsunuz.
Reggio… Until I find my ticket, you and I are inseparable.
Reggio, biletimi bulana kadar, senle ben hiç ayrılmayacağız.
We're inseparable.
Biz ayrılamayız.
She and Emily are inseparable.
O ve Emily ayrılmaz ikiliydi.
You three are inseparable.
Siz üçünüz hiç ayrılmıyorsunuz.
these boys are inseparable.
bu çocukları ayıramazsınız.
Mary and Kate are inseparable.
Mary ve Kate çok samimi.
Tom and Mary are inseparable.
Tom ve Mary ayrılamaz.
Stan and Penelope are inseparable.
Stan ile Penelope hiç ayrılmazlar.
Love and doubt are inseparable.
Aşk ve şüphe ayrılmaz ikilidir.
Those two are inseparable.
Sanırım ikisi hiç ayrılmıyorlar.
Just big-time in love. And we're inseparable.
Delice birbirimize aşıktık. Ayrılmaz ikiliydik.
Results: 68, Time: 0.0457

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish