AVALANCHES in Turkish translation

['ævəlɑːnʃiz]
['ævəlɑːnʃiz]
çığ
avalanche
a snowball
cig
a snowslide
heyelanı
çığlar
avalanche
a snowball
cig
a snowslide

Examples of using Avalanches in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I use them to trigger avalanches.
Çığlara karşı kullanıyorum.
In the Spring, we have got many avalanches.
Baharda bir sürü çığ olur.
In the Spring, we have got many avalanches.
Baharda bir sürü çığ düşer efendim.
You see, in the spring we have got many avalanches.
Baharda bir sürü çığ olur.
In spring you have many avalanches.
Baharda bir sürü çığ olur.
Most people don't survive those kinds of avalanches.
Bir çok insan bu tarz bir çığda hayatta kalamazdı.
Jimmy's Voice Then we start hearing the avalanches coming off on the side… ripping out next to you.
Jimmynin Sesi Sonra yan kapalı geliyor çığ işitme başlar… senin yanında dışarı sökük.
But however devastating avalanches may appear to us,
Çığ bize ne kadar yıkıcı görünse de iş Dünyayı şekillendirmeye
what usually falls off, generates the rock avalanches and then the pyroclastic flows.
genellikle kaya heyelanı ve volkanik akıntılar sonucu meydana geldi.
The like of which I have never witnessed on any mountain in my life. I have seen the face turn into a maelstrom of rockfall and avalanches.
Duvarın bir anda kaya ve çığ fırtınasına dönüşüne tanık oldum, daha önce hiç bir dağda görmediğim türden.
If the mountain does not rain avalanches down on you from its icy peaks,
Eğer dağ üzerine çığlar göndermezse zirvelerinin tepelerinden ışık
Of rockfall and avalanches, in my life. I have seen the face turn into a maelstrom the like of which I have never witnessed on any mountain.
Duvarın bir anda kaya ve çığ fırtınasına dönüşüne tanık oldum, daha önce hiç bir dağda görmediğim türden.
Unstable seracs, frequent avalanches, and hundreds of crevasses that can swallow entire climbing parties in a split-second.
Yıkılmaya meyilli buz bacaları, çığlar ve bir anda tüm tırmanış partisini yutabilecek yüzlerce yarık.
I was thinking of skiing, or where there are avalanches. and how they plant red flags where the ice is too thin.
Kayak yapmayı düşünüyordum ve… kırmızı bayrakları o ince buzun oldukları yere veya… çığ olabilecek yerlere nasıl diktiklerini düşündüm.
That can swallow entire climbing parties in a split-second. Unstable seracs, frequent avalanches, and hundreds of crevasses.
Yıkılmaya meyilli buz bacaları, çığlar ve bir anda… tüm tırmanış partisini yutabilecek… yüzlerce yarık.
Or where there are avalanches. and how they plant red flags where the ice is too thin I was thinking of skiing.
Kayak yapmayı düşünüyordum ve… kırmızı bayrakları o ince buzun oldukları yere veya… çığ olabilecek yerlere nasıl diktiklerini düşündüm.
Terraquakes, avalanches, landslides… everywhere you go you try do good and always fails.
Hayır! Terraquakeler, çığlar, toprak kaymaları… gittiğin her yerde güzel yapmaya çalış ve her defasında başarısız olur.
I was setting off class three avalanches, six-foot fractures,
Üçüncü sınıf çığlarla kayıyordum, 2 metrelik yarıklardan,
Proportional counters operate at a slightly higher voltage, selected such that discrete avalanches are generated.
Orantılı sayaçlar, ayrık çığların üretileceği şekilde seçilmiş, biraz daha yüksek bir voltajda çalışır.
Their line of descent led them directly to the stones and the avalanches And to make matters worse, that were hurtling down from above.
Ve daha kötüsü, indikleri rota onları, yukarıdan taşların ve çığların indiği bölgeye yönlendiriyordu.
Results: 60, Time: 0.0434

Top dictionary queries

English - Turkish