Examples of using Be empty in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Your arms need ever be empty of me, Maurice.
Kolların benimle boş olmamalı, Maurice.Of course. One of these rooms has gotta be empty.
Bu odalardan biri boş olmalı. Elbette.One of these rooms has gotta be empty. Of course.
Bu odalardan biri boş olmalı. Elbette.Your head must be empty.
Kafan boþ herhalde senin.What? china palace-- should be empty.
China Palace boş olmalı.- Ne?Office should be empty.
Ofisi boş olmalı.My words would be empty.
Sözlerimin içi boş olacak.FAT's gotta be empty.
FAT boşalmıştır. Kızartma olmuş.No room will be empty… if your mind is full.
Hiçbir oda boş değildir. Eğer aklın doluysa.Yeah? The glass has to be empty!
Bardağın boş olması lazım. Evet?The glass has to be empty, or it overflows.
Bardağın boş olması lazım, yoksa su taşar.Yes? The glass has to be empty.
Bardağın boş olması lazım. Evet?It has to be empty, or else it overflows.
Bardağın boş olması lazım, yoksa su taşar.The place should be empty.
Mekanın boş olması gerekiyor.If I go to watch a film, entire row must be empty.
Film izlemeye gidersem, girişin boş olması gerek.My gut tells me those data banks will be empty.
İç güdülerim bana o veri bankalarının boş olduklarını söylüyor.And Cherie's house would be empty.
Ve Cherienin evi de boştu.Security's shut down for the weekend, but the building should be empty.
Hafta sonundan dolayı güvenlik yoktu ama binanın boş olması gerekir.No room will be empty if your mind is full.
Eğer aklın doluysa, hiçbir oda boş değildir.No I thought the house would be empty.
Hayır. Ben evin boş olduğunu sanıyordum.
