HOW TO EXPLAIN IT in Turkish translation

• nasıl açıklayacağımı
• nasıl açıklayacağımı bilmiyorum ama chuck hakkında öğrendiğim şey bu sanki
• bu sanki hayatta değildim jack bunu nasıl açıklayacağımı
• nasil açiklayacagimi

Examples of using How to explain it in English and their translations into Turkish

I don't know how to explain it, Josh. I.
Nasıl izah edeceğim bilmiyorum Josh.

I don't know how to explain it to you?
Bana nasıl açıklayacağını bilmiyorsun, öyle mi?

I don't know how to explain it to you.
Sana bunu nasıl açıklayacağımı bilmiyorum.

You don't know? Don't know how to explain it to me?
Bana nasıl açıklayacağını bilmiyorsun, öyle mi?- Bilmiyor musun?

Don't know how to explain it to me?
Bana nasıl açıklayacağını bilmiyorsun, öyle mi?

I don't know how to explain it, but I have some serious news.
Nasıl açıklanır bilmiyorum ama bazı ciddi haberlerim var.

Yes, I… Yes. I don't know how to explain it.
Nasıl açıklarım bilmiyorum. -Evet. Evet, ben.

Look, I don't know how to explain it.
Bak, bunu nasıl açıklayacağımı bilemiyorum.

I'm not sure how to explain it.
Nasıl açıklayacağımdan emin değilim.

But i don't… i don't know how to explain it.
Ama ben… Bunu nasıl açıklayacağımı bilemiyorum.

But i don't… i don't know how to explain it.
Bunu nasıl açıklayacağımı bilemiyorum. Ama ben.

I don't know how to explain it. Real savages!
Bunu nasıl açıklayabilirim bilmiyorum. Gerçek vahşiler!

I'm not sure how to explain it, but the ship wasn't just reading my mind.
Nasıl açıklanır bilmiyorum, ama gemi yalnızca aklımı okumuyordu.

I don't know how to explain it.
Size nasıl anlatacağımı bilemiyorum.

Tom doesn't know exactly how to explain it.
Tom bunu nasıl açıklayacağını tam olarak bilmiyor.

I don't know how to explain it.
Bunu nasıl açıklarım bilmiyorum.

I never quite knew how to explain it to her.
Ona nasıl anlatacağımı hiç bilemiyordum.

I don't know how to explain it.
Adamlarda hiç… Nasıl açıklarım bilmiyorum.

But to this day, I don't know how to explain it.
Fakat bu güne değin, olanları nasıl açıklarım bilmiyorum.

I wish I knew how to explain it.
Keşke, sana nasıl açıklayabileceğimi bilseydim.