I'M NOT SELLING in Turkish translation

• satmıyorum
• satacak değilim
• satmam
• satmayacağım

Examples of using I'm not selling in English and their translations into Turkish

Give me your wallet! I'm not selling, Hermione.
Bana cüzdanını ver! Satmıyorum Hermione.

I already told you. I'm not selling Rocket, Grandma.
Sana söylemiştim. Roketi satmıyorum, Büyükanne.

I have to pay a $6,000 broker commission On a house i'm not selling.
Satmadığım bir ev için emlakçıya 6,000 dolar ödemek zorundayım.

Sell your mama's car. I'm not selling my car for this.
Sen annenin arabasını sat.- Arabanı satabilirsin.

B-because in any other deal, I'm not selling him a broken box for $1 million.
Çünkü diğer işlerde ona 1 milyon dolara kırık bir kutu satmadım.

I'm not selling anything.
Bir şey satmaya çalışmıyorum.

I'm not selling any today.
Bugün satış yapmıyorum.

Hey, I'm not selling it, all right?
Hey, ben satmayacağım tamam mı?

I'm not selling refrigerators here.
Buzdolabı satmıyorum ben.

I'm not selling!
Ben satmıyorum!

No, I'm not selling it.
Hayır, ben onu satmıyorum. Bu benim kartvizitim.

No, I'm not selling the car.
Hayır, araba olmaz. Onu satmam.

Wait a second. I'm not selling it.
Bir saniye. Ben satmak istemiyorum ki.

I'm not selling.
Yüksek olsun- Satmıyorum.

I'm not selling this.
Bu şeyi satmayacağım.

I'm not selling insurance, and I'm not thumping the good book. No.
Sigorta satmıyorum… ve hayır iyi kitabı anlatmıyorum. Hayır.

I'm not selling this bad boy. What?
Bu keratayi satacak degilim. Ne?

I want this whole place filled with balloons. I'm not selling them.
Onları satmıyorum. Tüm buranın balonlarla dolu olmasını istiyorum.

I'm not selling it.
Ben sat… Ben satmıyorum.

I'm not selling that one.- Yeah.
Ben satmıyorum.- Evet.