IMPORTANT TASK in Turkish translation

[im'pɔːtnt tɑːsk]

Examples of using Important task in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I will assign the most important task to you.
Sana en önemli görevi vereceğim.
I'm putting in your hands? Do you accept this unspeakably important task.
Bu inanılmaz derecede önemli görevi… ellerine bırakmamı kabul ediyor musun?
They chose your husband for this important task.
Bu önemli görev için kocanı seçtiler.
For such an important task. I had my doubts about your abilities.
Henüz böylesi mühim bir vazife için yeteneklerinden şüphem var.
I was somehow handed an important task.
Bu önemli görevi bana verdiler.
Probably the most important task we will face this year or any year.
Muhtemelen bu sene ya da herhangi bir sene karşılaşacağımız en önemli görev.
The most important task of a father is to watch over his daughter.
Kız evladına sahip çıkmaktır. Bir babanın en önemli vazifesi.
Before you carry out your important task, there's something I must say. It's about Omatsu.
Önemli işinden önce Omatsu hakkında söylemem gereken bir şey var.
Scanning the skies is a lookout's most important task, because the troop is vulnerable to aerial attack by birds of prey.
En önemli görev gökyüzünü gözetlemektir. Çünkü sürü, yırtıcı kuşlardan gelecek hava saldırılarına karşı savunmasızdır.
There's no reason to use such a small firm for such an important task… unless you're paying them to clean the books
Böyle ufak bir şirketi bu derece önemli bir iş için kullanmanın bir anlamı yok tabii yapılan usulsüzlükleri
The most important task was dividing up the chair positions in the Duma's twenty-three committees, which was done as part of a power-sharing"package" deal.
En önemli görev, Dumanın 23 komitesinde ki sandalye dağılımının sağlanmasıdır ki bu güç paylaşım'' paket'' anlaşmasının parçası olarak yapılır.
I think the administration's most important task is to support your activity as head of state in terms of drafting laws
İdarenin en önemli görevinin kanun çıkarma ve talimatların uygulanmasını denetleme açısından devletin
I'm giving you the most important task there is now! Listen closely! I'm giving.
Şimdi ben… size en önemli görevinizi veriyorum. İyice dinleyin.
From an extraterrestrial perspective, our global civilization is… clearly on the edge of failure… in the most important task it faces.
Dünya dışı bir bakış açısından küresel medeniyetimiz… karşılaştığı en önemli görevde… başarısızlığın kıyısındadır.
I didn't go to med school and pass public tender just to leave such an important task in the hands of a drunk.
Bir ayyaşın eline bırakmak için tıp okumadım ben. Bu kadar önemli bir işi.
Iva Savic, project communications officer of the SEESAC Office in Belgrade, tells SETimes"De-militarisation is still considered an important task which is yet to be fully tackled by the governments in the region.
Belgraddaki SEESAC Bürosu proje iletişim görevlisi Iva Saviç SETimesa verdiği demeçte,'' Demilitarizasyon hala bölge hükümetlerinin tam olarak halledemediği önemli bir görev olarak görülüyor.
The most important task of all politicians should be the fight for peace," Josipovic said at the ceremony, adding he dedicated
Törende yaptığı konuşmada Josipoviç,'' Bütün siyasilerin en önemli ödevi barış için mücadele etmek olmalıdır.''
adding that the most important task in the province right now is decentralisation.
şu anda eyaletteki en önemli görevin yerel yönetim olduğunu kaydetti.
Surely, the Cardinal should have more important tasks, then to bless a marriage.
Şüphesiz Kardinalin gereken daha önemli görevi var, evlilik kutsamak daha sonradır.
One of the most important tasks is judicial reform.
Bu süreçteki en önemli görevlerden biri ise yargı reformu.
Results: 49, Time: 0.0445

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish