IN AN EFFORT in Turkish translation

[in æn 'efət]
[in æn 'efət]
amacıyla
purpose
goal
objective
cause
aim
motive
intent
's the point
is
çabasıyla
effort
work
hard
endeavor
strive
endeavour
trying
in an attempt
çalıştı
work
study
try
practice
workin
attempt
run
operating

Examples of using In an effort in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
We believe the defendants are withholding evidence in an effort to use it to trade it for Mrs. McDeere.
Sanıkların ellerinde Bayan McDeere ile takas etmek için kullanmayı düşündükleri bir kanıt olduğunu düşünüyoruz.
In an effort to better ourselves, we had to meet with a counselor, who tried to help us figure out why we were the way we were.
Kendimizi iyi hissetmek için çabalarken içine düştüğümüz durumu anlamamıza yardımcı olacak bir danışmana başvurmak zorundaydık.
Pontiac's War by numerous North American Indian tribes who joined the uprising in an effort to drive British soldiers and settlers out of the Great Lakes region.
Büyük Göller bölgesi dışında İngiliz askerleri ve yerleşimcileri sürücü için bir çaba ayaklanma katıldı sayısız Kuzey Amerika Kızılderili kabileleri tarafından Pontiac İsyanı.
In an effort to close a chapter of Croatia's past, President Ivo Josipovic visited the memorial site at Bleiburg on Sunday June 20th.
Cumhurbaşkanı Ivo Josipoviç, Hırvatistanın geçmişinde bir sayfayı kapatma amaçlı bir çabayla, 20 Haziran Pazar günü Bleiburgdaki anıtı ziyaret etti.
As the power shortage reaches critical levels in an effort to avoid more rolling blackouts this weekend.
Bu hafta karatılardan korunmak için bir çaba içinde. enerjiyi biriktirmek ve ışıkları kapatmak için yerliler aranır
As the power shortage reaches critical levels, in an effort to avoid more rolling blackouts this weekend.
Bu hafta karatılardan korunmak için bir çaba içinde. enerjiyi biriktirmek ve ışıkları kapatmak için yerliler aranır
In an effort to avoid more rolling blackouts this weekend.
Bu hafta karatılardan korunmak için bir çaba içinde. enerjiyi biriktirmek
In an effort to avoid more rolling blackouts this weekend.
Bu hafta karatılardan korunmak için bir çaba içinde. enerjiyi biriktirmek
Um… I would like to share it with you in an effort to repair the damage that has been done.
Ortaya çıkan hasarı telafi etmek gayretiyle bunu sizinle paylaşmak isterim.
Now, these three remarkable men have given their lives in an effort to… widen the horizons of their species.
Şimdi bu üç sıra dışı adam kendi ırklarının ufkunu genişletmek uğruna hayatlarını feda etmişlerdir.
As the power shortage reaches critical levels, residents are asked to save energy and turn off the lights in an effort to avoid more rolling blackouts this weekend.
Güç azlığı için kritik oranlar araştırılır, enerjiyi biriktirmek ve ışıkları kapatmak için yerliler aranır bu hafta karatılardan korunmak için bir çaba içinde.
He was twice proclaimed emperor by the Visigoths, in an effort to impose their terms on the ineffectual Emperor Honorius, in Ravenna.
Vizigotlar tarafından Ravennada, etkisiz bir imparator olan Honoriusa kendi şartlarını empoze edebilmek için iki defa imparator ilan edilmiştir.
philosophical systems as well as over 200 psychological schools of thought in an effort to understand what happened.
ilaveten 200ü aşkın farklı psikolojik düşünce tarzını, neler olduğunu anlama çabası içerisinde analiz ettim.
Those vile allegations were made by my client's enemies in an effort to bring him down.
Bu aşağılık iddiaları müvekkilimin düşmanları tarafından yapılmıştır. Onu yakalamak için bir çaba içindeler.
Making it appear as if she were a Russian sleeper agent. members of this conspiracy framed FBI Agent Elizabeth Keen, In an effort to accomplish this.
Bunu gerçekleştirmek için… örgüt üyeleri FBI ajanı Elizabeth Keene suç atıp… kendisini görev bekleyen Rus ajanı olarak gösterdiler.
In an effort to claim the shadowy world. Republic forces smash through the Separatist blockade.
Cumhuriyet kuvvetleri, karanlık gezegeni ele geçirme çabası içinde… Ayrılıkçı ablukaya doğru ilerliyorlar.
who promised to stamp out corruption, in an effort to keep his country from falling apart.
Yeni seçilen cumhurbaşkanı, tutmak için bir çaba içinde ülkesi düşmek. şahsen uzandı dünya genelindeki gruplara.
Why are you chasing me!?- Okay. In an effort to increase the number of sheep, New Zealand is providing.
Tamam. Beni niye takip ediyorsunuz? Koryunların sayısını artırmak için Yeni Zelandanın sağladığı.
who promised to stamp out corruption, personally reached out to groups around the world in an effort to keep his country from falling apart.
şahsen uzandı dünya genelindeki gruplara tutmak için bir çaba içinde ülkesi düşmek.
In an effort to overcome these barriers, the international community has increased pressure on Serbia, and other countries in the region, to ramp up
Uluslararası toplum bu engelleri aşmak amacıyla, Sırbistan ve diğer bölge ülkelere cinsiyet eşitliğini sağlayacak tedbirleri artırmaları,
Results: 125, Time: 0.0453

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish