IT DOESN'T HAVE in Turkish translation

• yok
• sahip değil
• zorunda değil
• gerekmiyor
• yoktur
• yoktu

Examples of using It doesn't have in English and their translations into Turkish

Course, it doesn't have the range of a sword, but.
Gerçi kılıcın menziline sahip değil.

And don't use it for legal purposes it doesn't have a fingerprint.
Ve yasal amaçlı olarak kullanmayın, parmak izi yoktur.

Of course, but… Oh, God. it doesn't have the range of a sword.
Tabii ki, bir kılıcın menziline sahip değil.

Of course, but… Oh, God. it doesn't have the range of a sword.
Tabii ki, bir kıIıcın menziline sahip değil.

Course, it doesn't have the range of a sword.
Tabii ki, bir kıIıcın menziline sahip değil.

It doesn't have the necessary fingerprints for access here.
Buraya erişim için gerekli parmak izine sahip değil.

Listen, David, it doesn't have anything to do with you.
Bak, David, her şeyi seninle yapmak zorunda değilim.

It doesn't have an alarm?
Arabanın alarmı yok mu?

It doesn't have the note?
Not var mıymış?

It doesn't have the potential to sell?
Satılacak potansiyeli yok mu?

It doesn't have a body, so it's borrowing ours.
Bir vücudu yok bu yüzden bizimkileri ödünç alıyor.

It doesn't have a lock.
Kilidi yok zaten.

It doesn't have steps.
Adım yok onda.

It doesn't have my voice right?
Benim sesim yok mu bunların içinde şimdi?

It doesn't have a good ring.
İyi bir fikir değil.

Careful it doesn't have rabies.
Bilmiyorum. Dikkatli ol, kuduz olabilir.

And he's starting to think it doesn't have the same impact.
Ve ayni etkiye sahip olmadığını düşünmeye başlıyor artık.

I know it doesn't have a radio!
Uçağın telsizi olmadığını biliyorum!

It doesn't have a stool?
Tabure yok mu?

It doesn't have to anymore.
Artık buna gerek yok.