Examples of using Marching in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Marching on in a new land.
So you think marching's not enough?
The children are marching down the street.
Ladies and gentlemen, I'm Coach Meister… your marching buddy.
Bayanlar, Baylar, Ben Antrenör Meister, yürüyüş hocanız.She only knows how to play When the Saints Go Marching In.
Sadece'' When The Saints Go Marching In'' i çalabiliyor.Good morning, and welcome to Atlanta AT University marching band training.
Günaydın, Atlanta AT Üniversitesi marş bandosu eğitimine hoş geldiniz.And then we walked for a month. And we started marching.
Yaklaşık bir ay boyunca Marching's not gonna solve this thing.
Yürümek bu sorunu çözmeyecek.Should we not all be marching to the Severn, Lord?
Hepimizin Severne yürüyor olmamız gerekmez mi Lordum?Here they come, the Morris Brown College Marching Wolverine Band!
İşte geliyorlar, Morris Brown Koleji Marş Wolverine Bandosu!Caesar and 5,000 troops begin marching toward Rome.
Ve 5. 000 asker başkenti almak için Romaya doğru yürümeye başlarlar.When the Saints Go Marching In.
When the Saints Go Marching In''.the cold… the marching.
ne soğuk ne de yürümek.The enemy's marching on Bastiano.
Düşman Bastianoya yürüyor.Oh, I need some"Bolivian marching powder" brought.
Oh, yanımda biraz'' Bolivya marş tozu'' getirdim.My British subjects are in the middle of adoring me. Keep marching.
İngiliz vatandaşlarımın bana taptığı ortada. Yürümeye devam edin.To have had to come through my men marching without rest.
Adamlarım, dağı aşmak için, dinlenmeden yürümek zorundaydılar.Two great nations, marching side by side… toward a bold future!
İki büyük ulus, cesur bir geleceğe doğru yan yana yürüyor!No. A marching band.
Hayır. Marş orkestrasında.Begin marching to the first beat of music.
Müziğin ilk vuruşunda yürümeye başlayın.
