RANT in Turkish translation

[rænt]
[rænt]
rant
rent
sweetheart
atıp tuttuğu
konuşma
to talk
to speak
to discuss
to chat
boş laflarını
malarkey
bosh
poppycock
empty words
ağız kalabalığı
ilgili
have
relevant
all about
about your
regarding
related
concerning
involving
interested
pertaining

Examples of using Rant in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Come on, Annika may not remember the night she went on that rant, but I do.
Hadi ama, Annika atıp tuttuğu o geceyi hatırlamıyor olabilir… ama ben hatırlıyorum.
To go viral? Now, do we have your support or do you want that last little hate crime rant.
Ya da istersin bu son küçük nefret suçu rant Şimdi, desteğiniz var mı viral gitmek.
Than anything you are gonna get from reading the guy's rant. A single strand of hair would be far more valuable.
Alacağımız şeylerden çok daha değerli olurdu. Tek bir saç teli, adamın boş laflarını okumaktan.
She went on that rant, but I do. Oh, come on,
Hadi ama, Annika atıp tuttuğu o geceyi hatırlamıyor olabilir…
Than anything you are gonna get A single strand of hair would be far more valuable from reading the guy's rant.
Alacağımız şeylerden çok daha değerli olurdu. Tek bir saç teli, adamın boş laflarını okumaktan.
And listen to your ridiculous working class hero rant- I won't stand here one moment longer.
Burada bir saniye daha durup da, senin şu işçi sınıfı kahramanlıklarıyla ilgili… anlattığın saçmalıkları dinleyecek değilim.
She went on that rant, but I do. Come on, Annika may not remember the night.
Hadi ama, Annika atıp tuttuğu o geceyi hatırlamıyor olabilir… ama ben hatırlıyorum.
Rant on, Simpson, but your vainglorious boasting… will only add savor to my inevitable triumph.
Atıp tut bakalım, Simpson, kendinle övünme sadece benim geçilemez zaferime tat verecek.
You burst in here and accuse me of theft, rant about some hidden lair, Forrest tracks dirt all over my floor.
Odama daldınız ve beni hırsızlıkla suçladınız gizli bir sığınak hakkında atıp tuttunuz Forrest ayakkabılarıyla yerlerimi kirletti.
Silvana, I'm gonna let you rant in Spanish as long as you want… because I can only imagine how frustrated you must be with me.
Silvana istediğin kadar İspanyolca ateş püskürmene izin veriyorum çünkü ne kadar hayal kırıklığına uğradığını sadece tahmin edebilirim.
She calls me"Rhys the Rant" and then she kissed me, right there in the queue.
Palavracı Rhys'' dedi bana, ve beni kasanın önünde sıra beklerken öptü.
This stuff makes me sick-- one long rant about being"natural born" and not naturalized.
Bu şey beni rahatsız ediyor… Orada doğmak ya da sonradan vatandaşı olmakla ilgili uzun bir ağız kalabalığı.
More and more seriously by the minute. I'm taking Evan Kowalski's rants about government conspiracies.
Evan Kowalskinin hükûmetle ilgili komplo teorilerini artık daha ciddiye alıyorum.
I'm taking Evan Kowalski's rants about government conspiracies more and more seriously by the minute.
Evan Kowalskinin hükûmetle ilgili komplo teorilerini artık daha ciddiye alıyorum.
If Sarah can keep him ranting long enough, then.
Sarah onu yeterince uzun lafa tutarsa, o zaman.
It's kinda early in the morning for ranting.
Atip tutmak için saat çok erken.
He did that himself, with his paranoid biblical rants.
Paranoyak İncil laflarıyla bunu kendine yaptı.
She just started ranting and raving… Jim.
Atmaya ve abuk sabuk konuşmaya başladı…- Jim.
Lame-ass politician rants about gun control, he cries.
Atıp tutarken, ağlıyor. Piç kurusu politikacı silah kontrolü hakkında.
There was Hitler- first ranting, then cajoling.
Hitler vardı, önce atıp tuttu, sonra sapıttı.
Results: 47, Time: 0.0793

Top dictionary queries

English - Turkish