REMEMBERING in Turkish translation

[ri'membəriŋ]
[ri'membəriŋ]
hatırlamak
to remember
to recall
to be reminded
recognizing
to reminisce
r-remembering
when
hatırlayarak
remembering
and
hatırlanmaya
i remember
sake
anmayı
memorial
remembrance
tribute
commemorative
commemoration
commemorating
was
eulogy
now
unutmadığın
to forget
oblivion
hatırlamaya
to remember
to recall
to be reminded
recognizing
to reminisce
r-remembering
when
hatırlıyorum
to remember
to recall
to be reminded
recognizing
to reminisce
r-remembering
when
hatırlama
to remember
to recall
to be reminded
recognizing
to reminisce
r-remembering
when
hatırlar
i remember
sake

Examples of using Remembering in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Remembering things I didn't even know I would forgotten. Ever since Ankara's.
Ankarayı bulduğumuzdan beri… unuttuğumu bile bilmediğim şeyleri hatırlıyorum.
The key to immortality is first living a life worth remembering.
Ölümsüzlüğün anahtarı hatırlanmaya değer bir hayat yaşamaktır.
There's no daydreaming. There's no remembering.
Hatırlama yok. Hayal kurmak yok.
I keep remembering the night you came to visit me in the hospital.
Beni hastanede ziyaret etmeye geldiğin o geceyi hatırlıyorum. Sürekli.
Is first living a life worth remembering. The key to immortality.
Ölümsüzlüğün anahtarı hatırlanmaya değer bir hayat yaşamaktır.
You're better than I am at remembering all the details of our… Really?
Ayrıntıları hatırlama konusunda benden daha iyisin. Cidden mi?
I'm remembering you have some sort of psychological degree. Now.
Şimdi,… sizin psikologluk dereceniz de olduğunu hatırlıyorum.
I'm remembering you have some sort of psychological degree. Now.
Sizin bir çeşit psikolojik dereceniz olduğunu hatırlıyorum. Şimdi.
And I am gonna do something worth remembering with what's left of my time.
Ben de kalan vaktimle hatırlanmaya değer bir şey yapmış olacağım.
Skewering meat, remembering to pay bills.
Şiş et alma, faturaları ödemek için hatırlama.
She might see a girl's boobs, Remembering. and a girl might also see hers.
Kız da onunkileri görmüştür. Bir kızın göğüslerini görmüştür Hatırlıyorum.
Remembering. and a girl might also see hers. She might see a girl's boobs.
Kız da onunkileri görmüştür. Bir kızın göğüslerini görmüştür Hatırlıyorum.
Today is a day for mourning and remembering.
Bugün, yas ve hatırlama günüdür.
And I'm remembering why me and white wine aren't friends.
Ve beyaz şarapla neden arkadaş olmadığımı hatırlıyorum.
Thought you might want some help, remembering. Trudy. I, erm.
Ben… yardım isteyebilirsin diye düşünmüştüm, hatırlama konusunda. Trudy.
Trudy. I um… thought you might want some help… remembering.
Trudy. Ben… yardım isteyebilirsin diye düşünmüştüm, hatırlama konusunda.
Years later, I put it all together… remembering us sitting there.
Yıllar sonra anlayabildim… Orada oturduğumuzu hatırlıyorum.
Trudy. I um… thought you might want some help… remembering.
Ben… yardım isteyebilirsin diye düşünmüştüm, hatırlama konusunda. Trudy.
Lately, I was just feeling nostalgic and, like, remembering the songs.
Son zamanlarda nostaljik hissedip şarkıları hatırlıyorum.
First, you have to practice remembering your dreams.
Öncelikle, rüyalarınızı hatırlama çalışması yapmalısınız.
Results: 919, Time: 0.0642

Top dictionary queries

English - Turkish