SHE HAS TO GO in Turkish translation

• gitmek zorunda
• gitmesi gerek
• gitmesi lazım
• gitmek zorundaymış

Examples of using She has to go in English and their translations into Turkish

But my sister, she has to go to the school.
Ama kız kardeşim okula gitmek zorundaydı.

Tell her she has to go home.
Ona evine gitmek zorunda olduğunu söyle.

She has to go on the stage.
Sahneye girmesi gerek.

She has to go to the bathroom.
Banyoya gitmesi gerekiyormuş.

She has to go, Philip, and it has to be official.
Gidecek Philip! Ve bu yasal olarak yapılacak.

She has to go"check on Stan"'cause what?
Gidip'' Stani kontrol etme'' si gerekiyormuş. Sebep?

She has to go today.
Bugün gitmesi gerekiyor.

David, she has to go.
David, o gitmek zorunda.

She's in a real rush. She has to go.
Çok acelesi var, gitmesi lazım.

She has to go.
Gitmesi gerekiyor.

It will just complicate things for us. She has to go to Orly.
Bu iş çok zor olacak. Oraya gitmeli.

She's coming between us. She has to go.
Gitmesi gerekiyor.- Aramıza giriyor.

She has to go, Ray.
Ölmesi lazım Ray.

I don't know why she has to go to a leadership conference.
Neden bir yönetim konferansına gitmek zorunda olduğunu bilmiyorum.

She has to go shopping in the afternoon.
Öğleden sonra alışverişe gitmesi gerekiyor.

And if we're still going out, she has to go to the ball.
Ve hâlâ çıkmaya devam ediyorsak, baloya gitmesi gerekir.

Guys, a kiss for Mom, she has to go.
Çocuklar, annenize öpücük verin, annenizin gitmesi gerekiyor.

She has to go.
Tabii ki oraya gitmesi gerekir.

All of a sudden Kate says she has to go into work.
Birden bire Katein işe gitmesi gerekti.

I think she might be an angel because she has to go home.
O bir melek olabilir çünkü eve dönmesi gerekiyor.