SPAWNING in Turkish translation

['spɔːniŋ]
['spɔːniŋ]
yumurtlama
laying eggs
spawning
üreme
breeding
reproduction
to reproduce
procreation
yumurtlamaya
laying eggs
spawning
yumurtladıktan
laying eggs
spawning
anadromous

Examples of using Spawning in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
The annual arrival of spawning salmon brings huge quantities of food into these high rivers that normally struggle to support much life.
Her yıl yumurtlamaya gelen alabalıklar, içindeki yaşamı beslemekte zorlanan yüksek akarsulara, büyük miktarda yiyeceği de beraberinde getirir.
food thatseabirds need when they assemble to breed But wherever they do so, the huge spawning shoals.
büyük yumurtlama sürüleri… üremek için toplandıklarında deniz kuşlarının ihtiyacı olan… yiyecek yoğunluğunu sağlarlar.
Are gathered as a local delicacy. these squid, which die naturally after spawning, All along the coast here.
Sahil boyunca, yumurtladıktan sonra ölen mürekkep balıkları… yerel bir yemek yapmak amacıyla toplanır.
The weight of the eggs sinks the palm frond and puts an end to the spawning and to the crew's filming.
Yumurtaların ağırlığı palmiye dalını batırarak,… yumurtlamaya ve ekibin çekimine son veriyor.
In some years, these conditions can get so bad that most of the salmon die before they even reach the spawning grounds.
Bazı yıllar koşullar o kadar kötüleşir ki somonların çoğu yumurtlama sahalarına varmadan önce ölür.
Are gathered as a local delicacy. All along the coast here, these squid, which die naturally after spawning.
Sahil boyunca, yumurtladıktan sonra ölen mürekkep balıkları… yerel bir yemek yapmak amacıyla toplanır.
There is the first sign of the spawning to come. Just half an hour before the big event.
Bu muhteşem olaydan yarım saat önce, yumurtlama olayının ilk sinyalleri geliyor.
After spawning it moves to the sea
Yumurtladıktan sonra denize hareket ederler
Visual pigments are located in the brains of more complex organisms, and are thought to have a role in synchronising spawning with lunar cycles.
Daha karmaşık organizmalarda görsel pigmentler beyindedir ve yumurtlamayı ayın çevrimleriyle senkronize etmekte rol oynadıkları sanılmaktadır.
In the lives of many animals all along the coast. The spawning of the herring is a crucial event.
Ringaların yumurtlamaları, sahildeki pek çok hayvanın… yaşamları için çok önemli bir olaydır.
The spawning of the herring is a crucial event in the lives of many animals all along the coast.
Ringaların yumurtlamaları, sahildeki pek çok hayvanın yaşamları için çok önemli bir olaydır.
when they gather together, the maximum numbers of fish can join in this mass spawning.
denk getirerek,… maksimum sayıda balığın, bu toplu üremeye katılımını sağlıyorlar.
You probably saw a salmon spawning, wet rocks on the beach,
Büyük ihtimalle yumurtlayan bir somon sahilde ıslak bir taş
Off SanDiego oceanographers are studying the impact of pollution on the kelp forests. Which are nurseries for spawning fish.
San Diagolu okyanus bilimciler, yumurtlayan balıklar için bakıcı görevi olan, deniz yosunu ormanlarındaki kirlilik etkisi üzerinde çalışıyorlar.
the November full moon, the corals take part in a mass spawning event.
kasım dolunayından birkaç gece sonra mercanlar kitlesel bir üreme gerçekleştirir.
It's like fly fishing in the data stream, choosing a spot by spawning behavior, selecting the right bait, a method in which we were able
Veri akışı içinde aynen sinek oltacılığı yapmak gibi yumurtlama eğilimlerine göre bir nokta seçersin doğru yemi takarsın.
Salmon swim upstream to get to their spawning grounds, and lancet flukes commandeer a passing ant,
Somon balıkları yumurtlama alanına akıntıya karşı yüzerek ulaşırlar, ve bu kurtlar da bir karıncanın içine
habitats- the deep sea, coral reefs, mangroves, as well as key spawning grounds.
mangrovlar gibi değişik deniz ortamlarını barındıran büyük alanlar ile ana üreme bölgelerini korumamız gerektiğini düşünüyor.
Many events in the ocean, from the spawning of the corals on the Great Barrier reef to the breeding cycles of fish The moon monthly cycle and its influence on the tides triggers.
Ayın aylık döngüsü ve bunun gelgitler üzerindeki etkisi… Büyük Mercan Kayalığındaki… mercanların üremesinden balıkların yumurtlama dönemlerine kadar… okyanustaki pek çok olayı tetikler… ama hepsinden daha büyük… etkisi olan daha uzun bir ölçü de vardır.
And then adapt. spawning in a freshwater pool,
Anadromous türlerle karşılaşsalar bile, Yani,
Results: 70, Time: 0.0589

Top dictionary queries

English - Turkish