TIME AND RESOURCES in Turkish translation

[taim ænd ri'zɔːsiz]
[taim ænd ri'zɔːsiz]
zaman ve kaynak
time and resources
vaktimizi ve kaynaklarımızı
zaman ve kaynaktan
time and resources
zaman ve kaynakları
time and resources
zaman ve kaynaklar

Examples of using Time and resources in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
In light of Mayfair's arrest, there have been some concerns regarding one of her cases and the time and resources it seems to have been consuming.
Mayfairin tutuklanması ışığında zaman ve kaynakları tüketen bir davasına ilişkin bazı endişeler var.
I hope your cavalry moves fast,'cause whoever organized this operation put a lot of time and resources into it.
Umarım adamların çabuk gelirler. Çünkü bu operasyonu kim planladıysa fazlasıyla zaman ve kaynak harcamış.
Meanwhile, foreign affairs ministry officials say their diplomats in Greece spend considerable time and resources defending Macedonian business interests.
Öte yandan dışişleri bakanlığından yetkililer, Yunanistandaki diplomatların Makedonyanın ticari çıkarlarını savunmaya önemli zaman ve kaynak harcadığını söylüyor.
The court's time and resources. in order to avoid wasting The State was prepared to charge this case as a felony and agreed to drop it to a misdemeanor.
Devlet, bu davayı bir suç olarak ele almaya hazırdı ama zaman ve kaynaktan tasarruf için kabahat seviyesine düşürmeyi kabul etti.
It takes a lot of their time and resources to care for me, and I can't give much back to them.
Bana bakmaları, fazlasıyla zamanlarına, ve kaynaklarına mal oluyor, ve bende onlara bunun karşılığını veremiyorum.
Your husband wasted valuable police time and resources that could have been spent catching the Doomsday Killers.
Eşiniz sayesinde Kıyamet Günü Katiline harcayacağımız değerli zamanı ve kaynaklarımızı boşuna kullanıyoruz.
I'm not gonna waste valuable time and resources on a witch hunt of a prominent man whose family has done so much for this town.
Ailesi bu şehir için birçok şey yapmış. Bu önemli adamı avlamak için değil. Değerli zamanımı ve kaynaklarımı bunun için heba etmeyeceğim.
To take focus away From your investigation To build a profile Could be a waste of Your time and resources If you're already On the right track.
Eğer zaten doğru iz üzerindeyseniz, ilgiyi soruşturmanızdan profil oluşturmaya kaydırmak zaman ve kaynaklarınızın israfına neden olabilir.
The court's time and resources. in order to avoid wasting and agreed to drop it to a misdemeanor The State was prepared to charge this case as a felony.
Eyalet, bu dava için hazırlıklarını ağır suç teşkil ettiğine inanarak hazırlanmış… sonrasında kaynak ve zaman tüketmemek adına hafif suça indirgenmesi için anlaşmıştı.
It's a waste of time and resources, which is why I make it my mission to seek and destroy reversals.
Tam bir zaman ve kaynak israfıydı… bu yüzden benim görevim test edenleri bulup, ifşa etmek.
To seek and destroy reversals. which is why I make it my mission No, it's a waste of time and resources.
Tam bir zaman ve kaynak israfıydı… bu yüzden benim görevim test edenleri bulup.
Which is why I make it my mission to seek and destroy reversals. No, it's a waste of time and resources.
Tam bir zaman ve kaynak israfıydı… bu yüzden benim görevim test edenleri bulup, ifşa etmek.
I'm worried we won't have enough time and resources to make a dent before we need it.
Ihtiyacımız olmadan önce çukur açmak için… yeterli zaman ve kaynağımızın olmamasından endişe ediyorum.
I'm saying we send him to a bariatric center that's prepared for a type of patient like this instead of us spending our time and resources caring for someone who obviously does not care for himself.
Zamanımızı ve kaynaklarımızı kendine bakmayan bir hastaya bakmak için harcamaktansa onu, bu tarz hastalar için açılan obezite merkezlerinden birine göndermemiz gerektiğini söylüyorum.
Larry Lieberman, senior product manager for Microsoft's Mobile Developer Experience, told eWeek:"If we would had more time and resources, we may have been able to do something in terms of backward compatibility.
Microsoftun Mobil Geliştirici Deneyimi ikinci ürün müdürü Larry Lieberman bunu açıklamak için'' Eğer daha fazla zaman ve kaynağımız olsaydı, uyumluluk konusunda bir şeyler yapabilmek için imkanımız olurdu.'' demiştir.
to do nothing useful except spend taxpayers' money," said Saric."It is pretty frustrating to see so many unemployed while our politicians spend time and resources arguing about things we should have finished long time ago.
diyen Sariç şöyle devam etti:'' Siyasilerimiz zaman ve kaynakları uzun zaman önce bitirmiş olmamız gereken şeyleri tartışmaya harcarken bu kadar çok işsiz görmek oldukça acı verici.
That's a waste of time and resources.
Hem vakit hem de kaynak israfı.
I have unauthorized allocation Of agency time and resources.
Büronun zaman ve kaynaklarının izinsiz kullanımı söz konusu.
It's a colossal waste of time and resources.
Hem zaman hem de kaynak kaybı.
Another limitation of code analysis is the time and resources available.
Kod analizinin bir başka kısıtlaması, mevcut zaman ve kaynaklardır.
Results: 448, Time: 0.0533

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish