TO MAKE AN IMPRESSION in Turkish translation

[tə meik æn im'preʃn]
[tə meik æn im'preʃn]
bir izlenim bırakmak
impression
to make an impression
bir izlenim yaratmak
to make an impression
bir etki bırakmak
bir etki yaratmak

Examples of using To make an impression in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Because I really want to make an impression on you, and if I told you the truth.
Sizde iyi bir intiba bırakmak istiyorum, gerçeği söylersem olmaz.
She used his shoe to make an impression in the dirt.
Pisliğin içinde izlenim yaratmak için adamın ayakkabısını kullanmış.
I so want to make an impression.
İyi izlenim bırakmak istiyorum.
If you want to make an impression, forget the speech.
Eğer insalnarı etkilemek istiyorsan konuşma yapma.
We want to make an impression.
İyi bir intiba yaratmak istiyoruz.
You gotta be different to make an impression.
Etki yaratmak için farklı olmalısın.
Today is my chance to make an impression though.
Ama bugün benim izlenim bırakma şansım.
The borrowed dress tells us they were going somewhere fancy and wanted to make an impression.
Ödünç alınmış elbise, bize şık bir yere gitmekte olduklarını söylüyor. Ve iyi bir izlenim bırakmak istediklerini.
You want to make an impression, you got to hit kids where it hurts,
Çocuklarda bir etki bırakmak istiyorsan acıyan yerlerine vurmalısın.
Noticed. The best way to make an impression… is to make the girl feel she's the most interesting person in the world.
İyi bir izlenim bırakmanın en iyi yolu bir kızı… kendisini dünyanın en ilginç kişisi gibi hissetmesini… sağlamaktır. Fark edildiğini.
You have got one minute to make an impression and that's all you can come up with?
İntiba bırakmak için bir dakikan var ve bunu mu buldun?
Throw him off a 30-foot cage onto a concrete floor. And he would try so hard to make an impression, he would probably let a real star.
Bir etki bırakmak için o kadar uğraşır ki… muhtemelen, bir yıldızın kendisini… 10 metrelik bir kafesin tepesinden beton zemine atmasına izin verir.
They truck-bombed the World Trade Centre in'93, but it takes 9/11 to make an impression.
Yılında Dünya Ticaret Merkezine bombalı kamyonla saldırdılar… ama izlenim bırakmak için 9/11in gerçekleşmesi gerekti.
he would try so hard to make an impression.
gerçek bir yıldızın İzlenim yaratmak için o kadar zorlar ki.
he would try so hard to make an impression.
gerçek bir yıldızın İzlenim yaratmak için o kadar zorlar ki.
he would try so hard to make an impression… he would probably let a real star.
zemine atmasına izin verir. belki de gerçek bir yıldızın İzlenim yaratmak için o kadar zorlar ki.
And he would try so hard to make an impression… he would probably let a real star… throw him off a 30-foot cage onto a concrete floor.
Onu dokuz metrelik kafesten beton zemine atmasına izin verir. belki de gerçek bir yıldızın İzlenim yaratmak için o kadar zorlar ki.
My first night out in such a long time I want to make a impression. But… I look awful Don't i?
Bunca zaman sonra ilk kez bir açılış gecesine katılıyorum ve iyi bir izlenim bırakmak istiyorum ama berbat görünüyorum?
Well, good to make an impression.
İyi bir izlenim vermek için.
I need to make an impression.
Şirketle irtibatınızı ben sağlayacağım.
Results: 662, Time: 0.0696

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish