BAĞLANTILI in English translation

connected
bağlantı
bağlayın
bağlayan
bağla
bağlan
birleştir
birbirine bağlayan
iletişim kurmasına
bağdaştırırsa
linked
bağlantı
bağ
halka
bağla
arasında bir ilişki
related
ilgili
ilişki
bağlantı
alâkalı
bağlandığını
associated
ortak
yardımcı
arkadaşım
şirk koştuklarından
ilişkilendirdiğimiz
ortak koştuklarından yücedir
tied
kravat
bağlayın
berabere
bağlamak
papyon
bağlantı
bağı
affiliated
üyesi
bağlı
şubelerimizde
şirket
connecting
bağlantı
bağlayın
bağlayan
bağla
bağlan
birleştir
birbirine bağlayan
iletişim kurmasına
bağdaştırırsa
connects
bağlantı
bağlayın
bağlayan
bağla
bağlan
birleştir
birbirine bağlayan
iletişim kurmasına
bağdaştırırsa
links
bağlantı
bağ
halka
bağla
arasında bir ilişki
ties
kravat
bağlayın
berabere
bağlamak
papyon
bağlantı
bağı
connect
bağlantı
bağlayın
bağlayan
bağla
bağlan
birleştir
birbirine bağlayan
iletişim kurmasına
bağdaştırırsa
linking
bağlantı
bağ
halka
bağla
arasında bir ilişki
link
bağlantı
bağ
halka
bağla
arasında bir ilişki
tie
kravat
bağlayın
berabere
bağlamak
papyon
bağlantı
bağı

Examples of using Bağlantılı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Raporu Atlanta bağlantılı uçakla biri getirecekti… ama saat üçten önce burada olmaz.
He missed his connecting flight in Atlanta, but he will be here by three.
Bu bizimle bağlantılı! Yangın!
It's what connects us. The fire!
Cinayetle bağlantılı bir şeyler.
Something that ties the murderer to the crime.
Hepsi onunla bağlantılı.
They all connect to her.
Cinayetlerle bağlantılı bir şey bulamıyoruz.
We can't find any link between the murders.
Raziyi onlarla bağlantılı gösteren somut kanıtınız var mı?
Do you have any direct evidence that links Razi to them?
Bu zula evleri bize Littlefield cinayeti üzerine Flass ile bağlantılı kanıtlar verebilir.
The stash houses could give us evidence linking Flass to Littlefield's murder.
Hiç Georgiadan bahsetmiş mi? Alinin yeriyle bağlantılı bir şeyden?
Did Shana ever mention anything about Georgia, something that connects with where Ali's hiding?
Bu cinayet araştırdığım başka bir olayla bağlantılı.
This murder ties into a case I'm investigating.
Ve denizlerin hepsini aramak zorundayız çünkü bildiğin gibi hepsi bağlantılı.
And we have to search all of them--'cause they all, you know, connect.
Üzgünüm. Ayrıca arabanızda katilin sizinle bağlantılı olabileceğine dair kanıt bulundu.
And there was evidence in your car connecting the killer to you. I'm sorry.
Olay mahallerimizin hiçbirinde onunla bağlantılı parmak izi ya da DNA yok.
Tie him to any of our crime scenes. No fingerprints or DNA.
Bağlantılı Cisim.
Object w/ Links.
Her kim için çalışıyorsa onlarla bağlantılı bir şey.
Something that connects him to whoever he was working for.
Direk Axelrodla bağlantılı.
Direct ties to Axelrod.
Ve evinde, önceki mağdurlarla bağlantılı olarak deliller buldular.
And at his home, trophies were found linking to the previous victims.
Yani bunlar muhtemelen Dashin hücresiyle bağlantılı. Huh.
Huh. So these probably connect to Dash's cell.
Yollar, şehirlerden daha bağlantılı.
And roads link more than cities.
Olay mahallerimizin hiçbirinde onunla bağlantılı parmak izi ya da DNA yok.
No fingerprints or DNA tie him to any of our crime scenes.
Yasa dışı maddeler taşıyan bir zincirle… bağlantılı olduğun konusunda elimizde bilgi var.
We have information that links you to a chain that may be transporting illegal materials.
Results: 1749, Time: 0.0343

Top dictionary queries

Turkish - English