TUTSAK in English translation

prisoner
tutsak
mahkûm
tutuklu
mahkumu
esir
esiri
captive
tutsak
rehin
zoraki
esir
esiri
in captivity
esaret altında
tutsak
kafeste
esir
keep
devam
sürekli
durmadan
sessiz
tut
tutun
kalsın
sakla
tutarım
koru
hostage
rehin
tutsak
esir
imprisoned
hapsetmek
hapiste
tutsak
zindanın
trapped
tuzak
bir tuzaktı
kapanı
hapset
hostages
rehin
tutsak
esir
captured
yakalayın
yakalamak
yakalayıp
yakalanması
ele
esir
kapmaca
tarafından
hold
bekleyin
sarıl
bir saniye
kalın
tut
bekle
tutun
dur
durun
dayan
prisoners
tutsak
mahkûm
tutuklu
mahkumu
esir
esiri
captives
tutsak
rehin
zoraki
esir
esiri
imprison
hapsetmek
hapiste
tutsak
zindanın
held
bekleyin
sarıl
bir saniye
kalın
tut
bekle
tutun
dur
durun
dayan

Examples of using Tutsak in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Onu bütün yol boyunca tutsak iyi olur.
Better hold him the whole way.
Bunu burada tutsak iyi olur.- Teşekkürler, Fran.
We would better keep it here.- Thanks, Fran.
Bir daha tutsak olarak Shinjuya geri dönmeye niyetim yok.
I won't be letting myself return to Shinju as a hostage.
Tutsak edilmek üzere olduğumu düşündüğümde koşabildiğim kadar hızlı koştum.
I thought I was about to be captured so I ran as fast as I could.
burada tutsak ettiğin herkesin.
everyone you have trapped here.
Çok fazlalar… yüzlerce tutsak var.
There are several… hundreds more in captivity.
Adi herifler Bayan Tarzanı ve delikanlıyı tutsak aldı.
Them scoundrels have got hold of Mrs. Tarzan and the youngster.
Ben, Mokichi ve iki tutsak daha.
And two more hostages. Me, MOKICHI.
Bilmiyorum. Tutsak alamayız, ilacımız yok.
We can't take prisoners, we have got no medicine.
Tutsak senaryosu ıskartaya çıktı.
Hostage scenario is out the window.
Hayır, ben kendi zihnime tutsak edilmiş şekilde tavan arasındayım.
No, I'm in the attic trapped inside my own mind.
Belki insanları uzak tutsak iyi olur.
Maybe we should keep people away.
Önceden güçlü olan Ölüm… Sisyphus tarafından tutsak edilmişti.
Death, mighty as she was…,… was captured by Sisyphus.
Geri kalanı ise tutsak olarak doğuyor.
The rest, they were born in captivity.
Parmaklıklar seni tutsak edemez.
And no bars can hold you.
Biz tutsak değiliz.
We aren't captives.
Artık tutsak değilsin.
You are no longer a hostage.
Boomer şimdi bir kadının bedeninde tutsak bir erkek tarafından oynanıyor.
Boomer is now played by a man trapped in a woman's body.
Çoğu öldürüldü, kalanlar da tutsak edildi.
Most of them were killed and the rest were captured.
Whiti bu işin dışında tutsak iyi olur.
We better keep Whit out of this.
Results: 907, Time: 0.7643

Top dictionary queries

Turkish - English