Примери за използване на Bir duruma на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Ciddi bir duruma benziyor.
Sizi böyle bir duruma ne getirebilir?
Kimi zor bir duruma soktu?
Sonucu belirsiz olan bir duruma girdiğini kabul etmelisin.
Alarak güvenilir bir duruma koymak.
Herhangi özel bir duruma, özel bir çevreye ihtiyacınız var mı?
Buradayım çünkü Görüntü şehri gülünç bir duruma soktu.
Susanooyu bozmam beni Jintonu ememeyecek bir duruma soktu.
İstemeyerek de olsa seni zor bir duruma soktum.
Sen istemeden hiç beklemediğin bir duruma düşmüş oldun.
Polis de ölümlerde şüpheli bir duruma rastlanamadığını bildirmişti.
Önemsiz bireylerin kontrolünün ötesine geçen bir duruma yakalandılar.
Çünkü seni ve çocukları bir daha asla böyle bir duruma düşürmeyeceğim.
Beni bu gece bir seçim yapmamı gerektirecek bir duruma sokma.
Müşterimizin ve hemşirelerin gücü yetmeyeceği bir duruma son verdim.
Betsynin yeğeni hiçbir doktorun teşhis koyamadığı bilinçsiz bir duruma düşmüştü.
Çünkü her an insan yardıma muhtaç bir duruma düşebilir.
Çünkü seni Kraliçe ve kız kardeş olarak zor bir duruma sokuyor.
Boston halkı, satın almaya zorlandıkları bir duruma tepki gösteriyorlar yalnızca.
Ancak yangınlardan sonra yapılan kamuoyu yoklamaları ilginç bir duruma işaret ettiler.