MISUNDERSTANDING - Turkce'ya çeviri

[ˌmisˌʌndə'stændiŋ]
[ˌmisˌʌndə'stændiŋ]
yanlış anlama
to misunderstand
to misinterpret
bir yanlış anlamaydı
yanlış anlaşılma var
bir yanlış anlaşılmadan
yanlış anlamayı
to misunderstand
to misinterpret
yanlış anlaması
to misunderstand
to misinterpret
bir yanlış anlaşılmayı
yanlış anlamalar
to misunderstand
to misinterpret
bir yanlış anlamadır

Misunderstanding Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
It doesn't matter Jenny- what misunderstanding, tell me?
Önemli değil Jenny. Ne yanlış anlaması, anlat bana?
I think you can appreciate the misunderstanding.
Ama takdir edersin ki bu bir yanlış anlaşılmaydı.
It was just a-- A misunderstanding, that's all. Listen.
Dinle. Bir yanlış anlamaydı, hepsi bu.
Misunderstanding and the inability to communicate.
Yanlış anlama, ve iletişim kuramama.
I didn't want to risk a misunderstanding.
Bir yanlış anlaşılmayı göze almak istemiyorum.
I think we would better clear up this misunderstanding at once.
Sanırım bu yanlış anlamayı derhal açıklığa kavuştururuz.
It was all a misunderstanding.
Hepsi bir yanlış anlaşılmadan ibaretmiş.
It was really just a misunderstanding.
Bu gerçekten sadece bir yanlış anlaşılmaydı.
Misunderstanding? I was only called an exaggerator, like always?
Sadece her zaman ki gibi yalan söylediğimi düşünecekler. Ne yanlış anlaması?
It was just a-- A misunderstanding, that's all. Listen.
Bir yanlış anlamaydı, hepsi bu. Dinle.
There's a lot of misunderstanding amongst the public when it comes to atomic energy.
Atom enerjisi hakkında halk arasında çok fazla yanlış anlama var.
It's just that there's some misunderstanding.
Ama bazı yanlış anlamalar var.
I just want to clear up a misunderstanding.
Sadece bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek istiyorum.
We're going to clear up this misunderstanding.- Commander.
Komutan. Bu yanlış anlamayı, düzeltmeliyiz.
This is all a misunderstanding.
Hepsi bir yanlış anlaşılmadan ibaret.
Maybe what happened here was just… Å little misunderstanding.
Belki burada olanlar sadece küçük bir yanlış anlaşılmaydı.
Listen. It was just a-- A misunderstanding, that's all.
Dinle. Bir yanlış anlamaydı, hepsi bu.
Him and me just had a business misunderstanding.
O ve ben sadece bir iş yanlış anlama vardı.
Without trust, there can be… misunderstanding.
Güven olmadan yanlış anlamalar olabilir.
Commander. We're going to clear up this misunderstanding.
Komutan. Bu yanlış anlamayı, düzeltmeliyiz.
Sonuçlar: 929, Zaman: 0.0855

En çok sorulan sözlük sorguları

Ingilizce - Turkce