Examples of using Harmonious in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
They have been replaced by a more evolved, harmonious feminine model, in which the patient belongs to us.
Society was supposed to be harmonious, balanced, then Jews intervened, distort it.
Toplumun ahenkli, dengeli olması umulur, sonra Yahudiler burunlarını sokarlar. Toplumu tahrif ederler.The Director. It considered our movement nothing more than a subversive"faction within what it considered a harmonious whole.
Hareketimizi, kendisinin uyumlu gördüğü bir bütünde Yönetici. huzuru bozan bir fraksiyon olarak gördü.While the culture of seeking balance with nature goes back a long way in China, it is rare to see such harmonious relationships on China's crowded coast.
Doğayla uyum arayışındaki anlayışın Çindeki kökeni uzun bir geçmişe dayanmakla beraber bugün kalabalık sahillerde bu tarz ilişkilere nadiren rastlanıyor.shame must be transformed into the splendid, harmonious life, full of merriment,
gizemi, utancı… mükemmele dönüştürülmeli, ahenkli bir yaşam, neşe dolu,Albanian religious communities have long demonstrated mutual tolerance and harmonious co-existence, which are especially visible during religious holidays.
Arnavut dini cemaatleri uzun zamandır karşılıklı hoşgörü ve uyum içinde birlikte yaşama sergilerken, bu durum özellikle dini bayramlarda göze çarpıyor.You must be harmonious and support your country which cannot do without you and you without it," he said.
Uyumlu olmalı ve onunla da onsuz da yapamayacağınız ülkenizi desteklemelisiniz.'' dedi.A contemporary definition of calligraphic practice is"the art of giving form to signs in an expressive, harmonious and skillful manner.
Bu sanat dalının çağdaş bir tanımı ise'' işaretlere anlamlı, ahenkli ve hünerli bir şekilde biçim verilmesi sanatı'' şeklindedir.They were poor, but they had five happy and harmonious years before my arrival sent Papa off to join the heavenly choir.
Fakirdiler, ancak doğumumla babamı göklerdeki koroya göndermeme dek mutlu ve uyumlu beş yıl geçirmişlerdi.Her harmonious face, now indecisive, seemed contorted. Rex noticed something about Paula that he knew already, her face.
Şimdiyse, kesin olmamakla beraber, yüz hatları artık buruşmuş gibiydi. Rex, Paula hakkındaki bir hususu hatırlayıverdi… Onun ahenkli yüz hatlarını.intellectual, and biological assets promotes a harmonious coexistence with the espheni and its longstanding credo.
onun eskiden beri süregelen inancıyla uyumlu olarak birlikte yaşamayı teşvik eder.Harmonious, captivating, But nothing prevents these paintings from being alive or beautiful, dramatic.
Canlı veya güzel olmasına engel olamaz. büyüleyici, Ama hiçbir şey bu resimlerin dramatik, ahenkli.I felt we had finally reached a simple and harmonious relationship. But now, hearing her humming in the apartment.
Ama dairemde şarkı mırıldandığını duyunca… en sonunda basit ve uyumlu bir ilişkiye ulaştığımızı hissetmiştim.Such as true works of art. captivating, harmonious, But nothing prevents these paintings from being alive or beautiful, dramatic.
Canlı veya güzel olmasına engel olamaz. büyüleyici, Ama hiçbir şey bu resimlerin dramatik, ahenkli.substituted some new picture, distinguished by more brilliant or harmonious coloring, for the old upon the walls.
seçkin yerine daha parlak ya da uyumlu boyama, eski duvarların üzerine.Alive or beautiful, such as true works of art. harmonious, But nothing prevents these paintings from being captivating, dramatic.
Canlı veya güzel olmasına engel olamaz. büyüleyici, Ama hiçbir şey bu resimlerin dramatik, ahenkli.Harmonious, captivating, dramatic, alive or beautiful, But nothing prevents these paintings from being such as true works of art.
Canlı veya güzel olmasına engel olamaz. büyüleyici, Ama hiçbir şey bu resimlerin dramatik, ahenkli.But now, hearing her humming in the apartment… I felt we had finally reached a simple and harmonious relationship.
Ama dairemde şarkı mırıldandığını duyunca en sonunda basit ve uyumlu bir ilişkiye ulaştığımızı hissetmiştim.But nothing prevents these paintings from being harmonious, captivating, such as true works of an. alive or beautiful, dramatic.
Canlı veya güzel olmasına engel olamaz. büyüleyici, Ama hiçbir şey bu resimlerin dramatik, ahenkli.Our way of communicating has developed over the centuries, and it's one that I find quite harmonious.
İletişim yöntemlerimiz geçen yüzyıllar boyunca çok ilerledi, ve bu, benim çok ahenkli bulduğum şeylerden biri.
