I'M NOT FINDING in Turkish translation

• bulamıyorum
• bulmuyorum
• bulamadım

Examples of using I'm not finding in English and their translations into Turkish

It's what I'm not finding that's more interesting.
Çok ilginç bulmadığım bir şey.

I'm not finding that funny. He's kidding.
Bunu komik bulmadım. Dalga geçiyor.

I'm not finding another hill.
Başka tepe falan bulmayacağım.

If you ever do that again, I'm not finding you, And I quit.
Eğer bir daha böyle bir şey yaparsan seni bulmayacağım ve istifa edeceğim.

I'm not finding him a job as well.
Ona da iş bulamam.

Sorry I'm not finding the fun in that.
Bunu eğlenceli bulmadığım için üzgünüm.

In weird spots. I'm not finding it.
Onu bulamıyorum. Garip noktalarda.

I'm not finding another body.
Başka bir ceset bulmak istemiyorum.

Well, if it is, I'm not finding it.
Öyleyse olsa bile, ben bulamadım.

I'm looking all over for this debris and I'm not finding it.
Her yerde şu zımbırtıyı arıyorum ama henüz bulamadım.

And I'm not finding it. I'm looking all over for this debris.
Her yerde şu zımbırtıyı arıyorum ama henüz bulamadım.

I'm not finding any connection between Joe and Zippo… No e-mails, no phone calls, no Internet searches that would show he was familiar.
Joe ile Zippo arasında hiçbir bağlantı bulamıyorum e-posta yok, telefon görüşmeleri yok Zipponun yöntemine aşina olduğunu gösteren İnternet aramaları yok.

I'm not finding anything in any of the books about a grimm going through a spell of any kind without dying.
Bu kitaplarda bu tür bir Grimme ilgili birşey bulamıyorum. Ölümle sonuçlanmadan.

So I have been looking through the obituaries for last night and today, but I'm not finding anything.
Bu sebeple dün ve bugünkü… ölüm ilanlarına bakıyorum. Ama bir şey bulamadım.

I'm not finding it here, so maybe I will find it amongst the diabetic masses of the American shopper.
Burada bulacağım yok, belki Amerikalı müşterilerden oluşan diyabetli kalabalığın arasında bir şeyler bulurum.

I'M not finding anything with Clay as its M. O.
İçinde çamur olan bir şey bulamıyorum.

I ain't found squat.
Hiçbir halt bulamadım.

I ain't found a spot yet.
Daha bir yer bulamadım.

I ain't found nothing.
Hiçbir şey bulamadım.

Or, at least, I ain't found a reason yet.
Veya en azından kaldırmak için bir sebep bulamadım daha.