Examples of using Implicit in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Implicit authorizations are authorizations automatically given to users based on certain criteria such as if they are on the local console.
Örtülü yetkilendirmeler, yerel uçbirimdelermiş gibi belirli ölçüte dayanan kullanıcılara otomatik olarak verilen yetkilendirmelerdir.Maybe we adopted it as a way of immunizing ourselves against the implicit scorn, 13, 00:16:09:00,
Belki de bunu, o imalı küçümseden kendimizi muaf tutabilmenin bir yolu olarak gördük.The country also recorded the highest implicit tax rate on capital
And we know what psi is, so we just set that equal to c, and we have the implicit-- we have a solution to the differential equation, I will just define implicitly.
Ve psi nin ne olduğunu bildiğimiz için c ye eşitliyoruz. Örtülü var-- diferansiyel denklemin çözümünü Anyway, I have a seminar on Thursday on the adaptive enumeration of implicit surfaces, and I should probably go over my notes.
Her neyse, perşembeye, örtük yüzeylerin uyarlamalı sayılması üzerine seminerim var ve notlarımın üzerinden geçsem fena olmaz.But it still makes me cringe. Maybe we adopted it as a way of immunizing ourselves against the implicit scorn.
Belki de bunu, o imalı küçümseden kendimizi muaf tutabilmenin bir yolu olarak gördük.I'm struck by how one of the implicit themes of TED is compassion, these very moving
TEDin dolaylı temalarından birinin şefkat olması karşısında şaşkına döndüm Gördüğümüz gibi bunlar etkileyici hareketlerdir:using geometric parameters or Jones vectors, implicit in the parameterization is the orientation of the coordinate frame.
Jones vektörleri kullanılarak temsil edilmektedir, parameterization örtük koordinat çerçevesinin yönlendirmesidir.so implicit with meaning, we can't take the risk"of you accessing freedom of expression.
anlamlarını çok imalı bu riski alamayız, ifade özgürlüğüne müdahale edemeyiz.It sees things in context, it understands implicit meaning, metaphor, body language,
And stewardship's implicit in dominion, because you can't be steward of something if you can't dominate it.
Ve yönetimin hakimiyette üstü kapalıdır, çünkü eğer bir şeyde hakimiyet kuramazsan onun yöneticisi olamazsın.He professed his belief, explicit and implicit, in the Apostles' and Nicene Creeds.
O, fikirlerini ve felsefesini Akilattirattu Ammanai ve Arul Nool kutsal kitaplarında toplamıştır.how do we find D YID X as an implicit function of X and Y?
16 olursa,-- X ve Ynin fonksiyonu olarak DY/DX nasıl bulunur?And I know we did a couple already, but another way to think about separable differential equations is really, all you're doing is implicit differentiation in reverse.
Biliyorum şimdiye kadar birkaç tane yaptık ama ayrılabilir diferansiyel denklemler hakkında düşünmenin bir diğer yolu tüm yaptığımız tersden kapalı türev almak.We could see other people. Has Mrs Rexroth taken the opportunities implicit in your arrangement?
Bayan Rexroth bu düzenlemeyle ima edilen fırsatları kullandı mı? Başkalarıyla görüşebiliyorduk.But there is another kind of memory which is called implicit memory which is,
Fakat örtülü hafıza adı verilen başka bir tür hafıza daha vardırOr another way to think about it is whenever you took an implicit derivative, the end product was a separable differential equation.
Ya da bu konuyu ifadenin bir başka yolu ne zaman kapalı türev alırsak sonuç bir ayrılabilir diferansiyel denklem olur.You always, in order to become part of a community,- you need some implicit unwritten rules- which are never publicly recognised-
Bir topluluğun parçası olabilmek için, her zaman bazı üstü kapalı,… yazılı olmayan kurallara ihtiyacınız vardır.I have never worn a condom, ever, and Lem, obviously the implicit agreement between you and I, is that at no time will our penises touch,
Asla. Ve Lem tabii ki aramızdaki sözsüz anlaşma şunu gerektirir ki asla penislerimiz birbirine değmeyecek.If implicit recognition is possible,
Eğer zımni tanıma yorumu mümkün ise,
