INTERPLAY in Turkish translation

['intəplei]
['intəplei]
etkileşimi
interaction
interplay
non-interacting
interactivity
to be interacting
interplay
etkileşim içinde olmayı gerektirir
etkileşim
interaction
interplay
non-interacting
interactivity
to be interacting
oyunları
game
play
gaming
trick
vote

Examples of using Interplay in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
primal forces in the universe. and all the physicists who came after him to glimpse the interplay.
onlara evrendeki temel kuvvetlerin etkileşiminin işaretini gösterdi.
The interplay of the Supremacy Clause and Article III has
Üstünlük Koşulu( Supremacy Clause) ve III. Madde arasındaki etkileşimler sonucu, eyalet
Those who study the interplay of cause and effect'in the history of the Universe say this goes on all the time,'but that they are powerless to prevent it.
Evrenin tarihindeki sebep sonuç ilişkilerini araştıranlar, bunun hep meydana geldiğini ama önlemenin bir yolu olmadığını söylerler.
Interplay Europe is held in alternate years to World Interplay,
World Interplayin düzenlenmediği yıllarda ise, her seferinde farklı bir
The interplay of light and the nature of self-images coalesce to provide an experience which will highlight the fragility Within this exhibition, of our perception of space and our place within it.
Bu performans, ışığın oyun ve özeleştiri niteliği… Unite vurgulamak deneyimleri sağlamak… Uzay bizim algı ve ona yerimizi kırılganlığı.
is really transforming the relationship, or the interplay, between humans and oceans with a new capability that is not at all routine yet.
gerçek manasıyla insanlar ve okyanuslar arasındaki bağlantıyı veya etkileşimi henüz alışılmamış yeni bir özelliği ile sizlere aktarmak.
caused by simple mutations in our genome, but rather result from a complex and dynamic interplay between genetic variation, diet, microbes and parasites and our immune response.
parazitler ve… bağışıklık sistemimizin verdiği cevap… arasındaki karmaşık ve dinamik… etkileşimden kaynaklanır.
cell biologists investigating the interplay between genes and the environment, as well as the genetics of natural populations of organisms.
genlerin çevre ile ilişkilerini araştırması ve doğal organizma popülasyonlarının genetiği gibi tersine dönerek genomik ile proteomik gibi yeni alanlar ortaya çıkmıştır.
Interplay Festivals are held in order to: celebrate the creative richness of
Interplay Festivalleri; genç oyun yazarlarının yaratıcı zenginliğini övmek,
I think the point at which he will really start to become human is the point where we get that interplay between nature and nurture, the process that really carves out a human mind,
şu anda karnımdaki bebeğin beyninde de oluşuyor bunun düşüncesi bile harikulade fakat mizaç ve eğitimle etkileşime girdiğimiz noktada insan zihnine biçim veren
The interplay of improvised solos… all creating one song.
Hepsi bir şarkıyı yaratan soloların eğreti bir arada çalması.
I can only register an interplay of forces large and small.
Sadece büyük ve küçük güçlerin etkileşimlerine şahit olabilirim.
All human relationships break down into the interplay… between these categories of emotion.
Tüm insan ilişkileri bu duygu kategorilerinin… etkileşimiyle oluşur.
The probability of an outcome usually depends on an interplay between multiple associated variables.
Sonucun olasılığı olabilirliği genellikle çoklu bağlı değişkenler arsındaki etkileşime bağlıdır.
Interplay. Teamwork. observation, A job like this, right, it needs initiative.
Böyle işler insiyatif almayı,… gözlemlemeyi,… etkileşim içinde olmayı gerektirir.
Highly co-dependent people and pathological narcissists. There's this social interplay that happens between.
Sosyal bir etkileşim vardır. Aşırı bağımlı insanlarla patolojik narsisistler arasında bulunan.
The interplay between the genes you inherit and what you experience means that no two brains are ever identical.
Size miras kalan genlerinizle deneyimleriniz arasındaki karşılıklı etkileşim bu iki mekanizmanızın özdeş olmadığı anlamına geliyor.
There are additional references in deconstructivism to 20th-century movements: the modernism/postmodernism interplay, expressionism, cubism,
Dekonstrüktivizm akımında modernizm-postmodernizm karşılıklı etkileşimi; dışavurumculuk,
This interplay of warm and cold currents generates an extraordinary diversity of marine life.
Sıcak ve soğuk akıntıların etkileşimi deniz yaşamında olağanüstü bir çeşitlilik oluşturur.
The company was formed in late 2002 by Brian Fargo, a founder of Interplay Productions.
Şirket, 2002 yılı sonlarında Interplay Productionsın kurucusu Brian Fargo tarafından kuruldu.
Results: 95, Time: 0.149

Top dictionary queries

English - Turkish