MAN TRYING in Turkish translation

[mæn 'traiiŋ]
[mæn 'traiiŋ]
çalışan biri
someone who works
someone trying
employee
isteyen kişinin
one who wanted
the person who wants
whoever's trying
the one who asked
person who desires

Examples of using Man trying in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
You ever seen a man try to get a meeting with Stephen Hawking before?
Daha önce Stephen Hawking ile tanışmaya çalışan bir adam gördünüz mü?
A man tried to get me in his car.
Beni arabasına atmaya çalışan biri.
I have seen a man try to swap a steer for half a sack of flour.
Bir boğayı yarım çuval unla değiş tokuş yapmak isteyen birini gördüm.
The man tries to bring us down.
Bizi devirmeye çalışan o adam.
Foolish men trying to save the children from the war that other men started.
Aptal adamlar başka adamların başlattığı savaştan… çocuklarımızı korumaya çalışıyor.
The men trying to kill him are monitoring all emergency channels.
Onu öldürmek isteyen adamlar… bütün acil durum kanallarını dinliyorlar.
Let the man try?
Bırakayım erkek denesin?
You got men trying to kill you.
Seni öldürmeye çalışan insanlar var peşinde.
It must be Copenhagen's men trying to recover Asnik.
Kopenhagın Asniki ele geçirmeye çalışan adamları olmalı.
And for god's sakes, man, try to keep it together.
Ve tanrı aşkına kendine hâkim olmayı dene dostum.
That's men trying to get between you and the oilmen.
Sizin aranıza girmeye çalışacak insanlar olacak.
The men trying to come here are being held back. What a disaster.
Büyük felaket. Buraya gelmeye çalışan adamlara engel olunuyor.
A young man trying to impress.
Genç bir adamın yeteneklerinin sınırlarını zorlayarak insanları etkilemeye çalışması.
Black man trying to get a cab.
Bak şimdi taksi, taksi! taksiye binmeye çalışan siyahi adam.
A sinner man trying to save his soul.
Ruhunu kurtarmaya çalışan günahkâr bir adamdı.
A man trying desperately to save his wife.
Adam ümitsizce karısını kurtarmaya çalışıyor diyecekler.
I have a man trying to kill me.
Adamın teki beni öldürmeye çalışıyor.
Was this man trying to steal your car?
Bu adam arabanızı çalmaya mı çalışıyor?
And you lost a man trying to save it.
Ve bir adamını onu kurtarmaya çalışırken yitirdin.
He was one man Trying to save his daughter.
O kızını kurtarmaya çalışan bir adamdı.
Results: 6402, Time: 0.071

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish