Examples of using Put something in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Put something in his mouth. Wilkie, he's having a seizure.
Ağzına bir şey koyun. Nöbet geçiriyor.Put something cold on his neck.
Boynuna soğuk bir şeyler koy.Put something on, old boy.
You just have to put something in it, like a shoe. It's fixed.
İçine ayakkabı gibi bir şey koyman gerek. Düzeldi.Tom put something in Mary's drink.
Tom Marynin içeceğine bir şey koydu.I'm God! Put something cold on it.
Tanrıyım. Soğuk bir şey koy üstüne.Put something on. Yes, it's stupid.
He's having a seizure. Put something in his mouth.
Ağzına bir şey koyun. Nöbet geçiriyor.He hit her. Nadia put something in the back of the car and bang!
Nadia arabanın bagajına bir şey koyarken ona çarptı!Had to put something on, didn't I?
Üstüme bir şeyler giymeliydim, değil mi?Put something on and come in for a spliff.
Üstüne bir şey giy, sigara içelim.Put something in this.
Buna bir şeyler koy.It's fixed. You just have to put something in it, like a shoe.
İçine ayakkabı gibi bir şey koyman gerek. Düzeldi.Put something cold on it. I'm God!
Tanrıyım. Soğuk bir şey koy üstüne!Put something on, all right? Can you read it?
Okuyabilir misin? Üzerine bir şeyler giy tamam mı?Put something… wait, lift him up.
Bir şey koyun, başını havaya kaldırın.Nadia put something in the back of the car and bang, he hit her!
Nadia arabanın bagajına bir şey koyarken ona çarptı!Put something on!
Üstüne bir şey giy!And put something nice and tasty on it. So that I will enjoy eating it.
Üzerine tadı hoş olan bir şeyler koy ki yerken tadını çıkarabileyim.Put something in his room.
Odasına bir şeyler koyun.
