SECOND IN COMMAND in Turkish translation

['sekənd in kə'mɑːnd]
['sekənd in kə'mɑːnd]
ikinci komutan
second in command
ikinci komutanım
second in command
yönetimde ikinci
komutan muavini
ikinci komutanı
kumandan muavini
yönetiminde ikinci
i̇kinci kumandan

Examples of using Second in command in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
a beta wolf, second in command, Makes sense.
liderlik ediyor… yönetimde ikinci, duyuları o.
he served as second in command of the legion, behind the legate.
lejyonun ikinci komutanı olarak görev yaparlardı.
Chad Decker, WNT reporting live from the Visitor Peace Ambassador Center as we wait for Marcus Anna's second in command, to address the world.
WNTden Chad Decker Ziyaretçi Barış Elçiliği Merkezinden canlı olarak bildiriyorum. Şu anda Annanın ikinci komutanı, Marcusun konuşma yapmasını bekliyoruz.
he served as second in command of the legion, behind the legate.
lejyonun ikinci komutanı olarak görev yaparlardı.
It looks like I will be second in command now, now that Masa and Seisuke have been killed.
Görünüşe göre ben komutada ikinci olacağım, Masa ve Seisuke öldürüldü.
He was the Procurator of Macedonia, second in command to Egypt's governor and held judicial responsibilities in Alexandria.
Birkaç kitabeye göre Priscus, Mezopotamya prefecti, Makedonya procurator u, Mısırın ikinci komutanıydı ve ayrıva Alexandriada hukuksal sorumluluklar üstlenmişti.
I am a member of Boss Matsugoro's family, resident in this town-- his second in command, Sennosuke by name.
Ben, Patron Matsugoronun Sennosuke adına yönettiği bu kasabada yaşayan… ikinci dereceden bir akrabasıyım.
Septimius Severus entrusted Julia Domna with the role of counsellor, Caracalla acted as the emperor's second in command, and administrative and bureaucratic duties were Geta's responsibility.
Caracalla, babasının 2. kumandanı, Julia Domna güvenilen bir danışman ve Geta yönetimsel ve bürokratik görevlerdeydi.
Sophie Miller are his colleagues. His seconds in command.
onun iş arkadaşları komutada ikinci adamları.
Rose to second in command.
İkinci komutaya kadar yükselmiş.
Fletcher is second in command.
Fletcher ikinci komutada.
I'm second in command.
Komutadan yetkili ikinci kişi.
I'm second in command.
İkinci, yetkili benim.
He's my second in command.
Emrimdeki ikinci adamım.
I was the second in command.
Ben komutada ikinci kişiydim.
Burke, the second in command.
Emir komuta Burkete.
I was her second in command.
Ben komutada ikinci kişiydim.
Commander Spock, second in command.
Komutan Spock, ikinci kaptan.
The foreign minister is second in command.
Dışişleri Bakanı komuta zincirinde ikincidir.
But Mr Bush is second in command.
Ama Bush ikinci komutan.
Results: 355, Time: 0.0748

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish