Examples of using Splitting in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
It is better than splitting the families?
If you give way, you risk splitting the opposition.
In case you change your mind about splitting the bed.
It is better than splitting the families.
Istiyorsunuz? Aileleri ayırmak mı.Like splitting a yolk from an egg.
Yumurtanın sarısını akından ayırmak gibi.Maybe I made a mistake splitting his brain between the two of them.
Belki de ben beynini ikisinin arasında bölüştürmekle hata yaptım.What do you hope to get by splitting two friends apart?
İki arkadaşı bölerek eline ne geçiyor?The Autobots are on the move, splitting into two teams, sir.
Frankenstein is making a left turn, splitting early from the pack.
Frankenstein is making a left turn, splitting early from the pack.
Frankenstein sola bir dönüşle gruptan erken ayrılıyor.Splitting the money in your head.
Kendine kafana göre parayı bölüşüyorsun.The Autobots are on the move, splitting into two teams.
Autobot lar hareket halindeler ve iki gruba ayrılıyorlar.I Am Not Splitting Wilhelmina's Reward Money With You.
Not that boy's fault your dumb ass splitting eights on a 10.
Aptal kıçının 8 parçaya ayrılması o çocuğun suçu değil.Remember splitting aces?
Splitting hairs!
This splitting sandwiches thing is genius.
Sandviçleri ikiye bölmek çok zekiceydi.Splitting Kosovo could have a direct impact on the territorial integrity and sovereignty of Macedonia.
Kosovanın bölünmesi, Makedonyanın bütünlüğü ve egemenliği üzerinde doğrudan bir etki yaratabilir.Not that boy's fault your dumb ass splitting eights on a ten.
Aptal kıçının 8 parçaya ayrılması… o çocuğun suçu değil.Yeah. You have heard the sound like a melon splitting?
Evet. Kavunun bölünmesi gibi bir ses duydun mu?
