WHILE WALKING in Turkish translation

[wail 'wɔːkiŋ]
[wail 'wɔːkiŋ]
yürürken
walking
when
yürüyerek
walk
on foot
yürüdüğümüz zaman
yürüyüş yaparken
while hiking
while jogging
when he was out jogging
while walking

Examples of using While walking in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
justice with regards to the Auchan Pirs. While walking in Elazığ, Seyit Rıza had said;“We are the sons of Karbala, we are sinless.
adaleti yok etmek istediler. Seyit Rıza Elazığda yürürken‘ Biz Kerbelanın evlatlarıyız. Biz günahsızız demişti.
John Farnham(who sang the duet"Dare to Dream" while walking among the athletes), Vanessa Amorosi(who sang"Heroes Live Forever" while a huge sheet was lowered down to cover the athletes- with sporting images
Olivia Newton-John ve John Farnham( atletler yürürken'' Dare to Dream'' adlı parçayı söylediler), Vanessa Amorosi( spor resimleri ve üzerinde barışı
Watch while walking.
Yürürken dikkat et.
Eating while walking.
Yürürken yemek yemek.
Texting while walking.
Yürürken mesaj yazıyordun.
Lower your eyes while walking.
Yürürken gözlerini indir.
Who makes sound while walking?
Yürürken ne sesi çıkaracağım?
Soras forage while walking or swimming.
Yüzerken ya da yürürken avlanırlar.
We have only… Talking while walking.
Biz ancak yürürken konuşabiliriz.
While walking, I saw this rooftop.
Yürürken bu çatıyı gördüm.
Ji-eun is humming while walking around.
Ji-eun etrafta dolaşirken şarki mirildaniyor.
Reading while walking. not so much.
Yürürken okumak? Pek iyi değil.
Texting while walking in the bike lane.
Bisiklet yolunda yürürken mesaj yazıyormuş.
Tom was robbed while walking late at night.
Tom gece geç saatlerde yürürken soyuldu.
He was robbed while walking late at night.
Gece geç saatte yürürken soyuldu.
I wonder where I have reached while walking slowly.
Bilmiyorum yavaş yavaş yürüyerek nereye gidiyorum.
Do you mind if we talk while walking?
Yürürken konuşmamızda bir mahzur var mı?
Tom and Mary met while walking their dogs.
Tom ve Mary köpeklerini yürütürken karşılaştılar.
A resident found her while walking his dog.
Sakinlerden biri köpeğini gezdirirken bulmuş.
You can give me this look while walking too!
Bana bu şekilde yürürken de bakabilirsin!
Results: 995, Time: 0.0851

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish