DEDIKODULAR in English translation

rumors
söylenti
dedikodu
rivayet
söylenene göre
gossip
dedikodu
magazin
rumours
söylenti
dedikodu
rivayete göre
hakkında
whispers
fısıltı
fısıldamak
fısıldaştıklarını
fısıldayarak konuş
kulağına
talk
konuşmak
konuşalım
söz
sohbet
hakkında
bahsetmek
konuşun
anlat
chatter
sohbet
konuşmalar
gevezeliği
söylentiler
dedikodular
satilacak
laklak
lakırdı
takırdıyor
is the scuttlebutt
grapevine
dedikodular
asma
rumblings
gurulduyor
gürlediğini
gümbürtüyü
gurultularını
gümbürdüyor
gürültülü
rumor
söylenti
dedikodu
rivayet
söylenene göre
rumour
söylenti
dedikodu
rivayete göre
hakkında
gossips
dedikodu
magazin

Examples of using Dedikodular in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Metrocapitalle ilgili bazı dedikodular duydum.
Hey, so, listen, I have heard some rumblings about Metrocapital.
Güvercin kod adlı Direniş elemanının aramızda olabileceğine dair dedikodular duydum.
I have heard whispers that the Resistance operative known as The Dove may be among us.
Gereken bazı dedikodular var.
There was some talk around here.
Demek kaçtıklarına dair dedikodular duydunuz?
So, the rumours you have heard have been of escape?
Duyarsızlığınız hakkında bazı dedikodular var.
There's been some chatter about your insensitivity.
Önyargı ve dedikodular aklınızı karıştırmasın.
Don't let prejudice and rumour sway you.
Babanın yaptığı son kılıç hala sendeymiş diye dedikodular var.
Rumor has it that you have still got the last sword your dad made.
Evet, ben de benzer dedikodular duydum.
Yes, I have heard similar whispers.
Hiç Müslümanların ayaklanma başlatacaklarına dair dedikodular duydun mu?
You hear any rumblings about the Muslims wanting to start a riot?
Joe, sanırım bilmen gereken bazı dedikodular var.
I think you should know about. Joe, there was some talk around here.
Teklifinizi kabul edersem dedikodular daha da beter hale gelir.
If I accepted your offer, the gossips would only get worse.
Dedikodular nasıl yayılır bilirsiniz.
You know how rumour spreads.
Belki de Küçük Çocuğun, hücre arkadaşını astığı ile ilgili dedikodular doğrudur.
So maybe the rumor about Little Boy hanging his cellmate is true.
Demek biliyorsun.- Bazı dedikodular duydum.
I have heard whispers. So you know.
Kutsal bir yer yapacağıma ilişkin dedikodular bile çıktı.
There's even talk of it being a sacred site.
Şimdi dedikodular bana neden oraya gittiğini sorduğunda onlara söyleyebilirim.
Now when the gossips ask me why you go there, I can tell them.
Dedikodular nasıl yayılır bilirsin.
You know how a rumour spreads.
Yoon Jae-Hanin Kanadada olduguna dair dedikodular vardı.
There was a rumor that said Yoon Jae-Ha died in Canada.
Önümüzdeki haftalarda, Gotham sokaklarında olanlar hakkında dedikodular duyacaksınız.
You will hear whispers In the weeks to come, about what's happening on the streets of Gotham.
Dedikodular doğru çıktı. Bir kez olsun.
For once, the gossips were right.
Results: 914, Time: 0.0521

Top dictionary queries

Turkish - English