GITMESINE in English translation

go
git
gidin
gidip
gidelim
yürü
gideriz
bakalım
dönün
gir
leave
terk
ayrılmak
birak
bırak
git
gidin
çık
kalsın
terket
ayrılın
get away
uzak dur
uzaklaş
kaçmasına
çekil
gitmesine
defol
çekilin
kurtulmasına
paçayı
yaklaşma
away
uzak
çekip
hemen
uzaktan
ayrı
uzaklaş
gitti
kaldı
buradan
bir kenara
walk
yürüyerek
yürüyüş
yürüyün
yürürken
yürüyüp
bir yürüyüş
serbest
yürü
git
yürür müsün
get
al
almak
hemen
var
bin
geç
çabuk
biraz
getir
alın
not
değil
yok
sakın
hiç
olmaz
pek
hayır
henüz
etme
bilmiyorum
going
git
gidin
gidip
gidelim
yürü
gideriz
bakalım
dönün
gir
leaving
terk
ayrılmak
birak
bırak
git
gidin
çık
kalsın
terket
ayrılın
went
git
gidin
gidip
gidelim
yürü
gideriz
bakalım
dönün
gir
gone
git
gidin
gidip
gidelim
yürü
gideriz
bakalım
dönün
gir
left
terk
ayrılmak
birak
bırak
git
gidin
çık
kalsın
terket
ayrılın

Examples of using Gitmesine in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Oğlunun gitmesine izin veren fahişenin tekiydi.
She was a whore who let them take her son away.
Gitmesine izin veririm ve kariyerimin kalanında… Holt bebek bakıcılığını yapar.
I let him walk and I spend the rest of my life with Holt as my babysitter.
Çok güzel. Şimdi de gitmesine izin veriyor.
And now she's letting him leave. That's great.
Cidden insanların bu şehirden gitmesine engel olabileceğini mi sanıyorsun?
Do you really think that you can stop people leaving this city?
Arkaya gitmesine izin verme. Yakınlaş.
Don't let him move back. Come closer.
Arıyorum! O kapıya gitmesine izin veremeyiz, duydun mu beni?
I'm looking. We cannot let her get to that gate?
Sakın gitmesine izin verme, tamam mı?
Make sure you don't let her get away, okay?
Onu bize verirsen senin ve arkadaşlarının gitmesine izin vereceğiz.
You give us that…,… we're willing to let you and your friends walk.
Bir şansım vardı ve elimden kayıp gitmesine izin verdim.
I had one chance, and I let it slip away.
Herşeyin bu kadar yolunda gitmesine şaşmamalı ama, bugün hariç.
No wonder everything went on so smoothly. Except for today.
Isaacin gitmesine üzülmüştü. Ty.
He was upset about Isaac leaving. Ty.
O kapıya gitmesine izin veremeyiz, duydun mu beni?
We cannot let her get to that gate You hear me?
Çıkarma noktasına gitmesine izin vermeyin!
Don't let him get to the extraction point!
Bubonicin gitmesine izin vermek Siber Suçlar Bölümünün yaptığı en büyük hataydı.
Letting Bubonic get away was the biggest mistake the Cyber Crimes Unit has ever made.
Yine de gözaltına alacak başka birini bulana kadar gitmesine izin vermeyeceğim.
But until we have somebody else in custody, I'm not letting him walk.
Kısmen, gençliğimin kayıp gitmesine izin vermemin dalgınlığıydı.
In part it was from distraction that I let my youth slip away.
Danielin gitmesine kadar bu yeni adamla tanışmayacağız.
We won't meet this new man till Daniel's gone.
Isaacin gitmesine üzülmüştü. Ty.
Ty. He was upset about Isaac leaving.
Matt? Leenin Cricketa gitmesine şaşırmamıştım. Matt?
I wasn't surprised that Lee went back to Cricket. Matt? Matt?
Bunun mahkemeye gitmesine izin vermeyecekler.
They won't let anyone take this to trial.
Results: 6264, Time: 0.0702

Top dictionary queries

Turkish - English