KALDIM in English translation

i stayed
kalıyorum
kalırsam
kalacağım
kalırım
kalıp
ben kalıyorum
kalsam
kalayım
burada kalıyorum
kalabilir miyim
left
terk
ayrılmak
birak
bırak
git
gidin
çık
kalsın
terket
ayrılın
i have
var
sahip
ben de
daha
beri
lazım
olduğunu
elimde
zorundayım
aldım
remained
kalın
kalır
kalacak
devam
kalıyor
kalıp
kaldı
hala
kalan
kalanlardan
long
uzun
süre
zaman
sürer
fazla
asık
daha
uzunluğunda
uzundu
sürdü
keep
devam
sürekli
durmadan
sessiz
tut
tutun
kalsın
sakla
tutarım
koru
here
al
var
işte
şu
burada
geldi
buyur
şuraya
alone
yalnız
rahat
yanlız
yapayalnız
başbaşa
tek başına
rahat bırak
baş başa
bir başına
deprived
mahrum
bıraksın
yoksun
there's

Examples of using Kaldım in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Flint gitti, ben kaldım.
Flint departed, I remained.
Ben bir askerim ve fazlaca saklı kaldım.
And I have been hiding too long. I'm a soldier.
Hey! Hey! Burada kaldım!
I'm stuck in here! Hey! Hey!
Oksijensiz kaldım. Annen seninle gurur duyardı.
Your mum would be so proud. Oxygen deprived.
Mecazlar içinde boğuldum kaldım resmen.
I'm drowning in metaphors here.
Anna, burada o kadar çok kaldım ki, hayal görüyorum.
Anna, I have been here so long I'm hallucinating.
Ve ben sakin kaldım.
And i remained calm.
Bir hafta ormanda kaldım. Öyle.
I spent a week in the woods, alone. Yeah.
Hey! Hey! Burada kaldım!
Hey! Hey! I'm stuck in here!
3PO özgür kaldım.
3PO, I have been freed.
Çizik bile olmadan kurtuldu. bana vuran adam Karanlıkta kaldım.
I was left in darkness while the man that hit me he got away without a scratch.
Kendimi çimdiklemek zorunda kaldım.
I have to keep pinching myself.
Oksijensiz kaldım. Annen seninle gurur duyardı.
Your mom would be so proud. Oxygen deprived.
Sırada tek ben kaldım. Başımız dertte.
We're in trouble. There's only me to come.
Merhaba, özür dilerim geç kaldım.
Hi. Sorry. I'm here, I'm here.
Bütün gün bu sevimsiz şeye bakmak zorunda kaldım.
I have had to look at that ugly thing all day long.
Bir hafta ormanda kaldım. Öyle.
Yeah. alone. I spent a week in the woods.
Sonsuza dek böyle kaldım.
I'm stuck like this forever.
Zindanda ve mücevher kutusunda kilitli kaldım.
I have been locked in a dungeon and a jewelry box.
Bir kayayla bir zombi avcısı arasında kaldım.
I'm caught between a rock and a zombie slayer here.
Results: 1943, Time: 0.063

Top dictionary queries

Turkish - English