OLAYLARA in English translation

events
olay
organizasyon
etkinliği
durumda
things
şey
birşey
olay
bir sey
şu
şeyi
meselesi
incidents
olay
vaka
kazası
kaza
hadise
bir hadise
phenomena
fenomen
olgu
olay
hadise
occurrences
olay
bir durum
oluşumu
situations
durum
olay
sorunumuz
cases
vaka
dosya
durum
olay
çanta
davayı
dava
happened
olur
oluyor
şey
oldu mu
olmaz
tesadüfen
olmasına
başına
gerçekleşmesini
of the whole scene
olaylara
incident
olay
vaka
kazası
kaza
hadise
bir hadise
event
olay
organizasyon
etkinliği
durumda
thing
şey
birşey
olay
bir sey
şu
şeyi
meselesi

Examples of using Olaylara in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bilmek istiyorum Biz bu olaylara dahil ediliyor muyuz?
You all want to know… whether we're involved in the India Gate incident?
Bu bilgilerin ışığında, bu olaylara bağlantılı olarak muamele edilecektir.
These incidents are now being treated as linked. In the light of this.
Efendim, her yeni kayıt için olaylara şahit olanlarla konuşuyoruz.
Minister, for every new record we speak with those who witnessed the event.
Bu tür olaylara merakı var.
She's interested in that kind of thing.
Olaylara Billynin hareketlerinin neden olduğu ortada.
It's clear Billy's actions precipitated the incident.
Muhit böyle olaylara pek alışık değil.
Neighborhood's pretty high-end for this kind of thing.
Kong Hoshi ve Finn arasında geçen olaylara ışık tutabileceğini umuyorduk.
We were hoping you could shed some light on an incident Kong hoshi had with Finn.
Olaylara tarafsız bir kişi gibi bakmıyorsun.
You don't look at a situation objectively or like an individual.
Ama olaylara tarafsız olarak bakmalısın.
But you got to look at the situation objectively.
Bu film, gerçek olaylara dayanmaktadır.
THIS FILM IS BASED ON TRUE EVENTS.
Filmin konusu gerçek olaylara dayanmaktadır.
THIS FILM IS BASED ON REAL EVENTS.
Bu film gerçek olaylara dayanmaktadır.
THIS FILM IS BASED ON REAL EVENTS.
Bu hikaye gerçek olaylara dayanmaktadır.
THIS STORY IS BASED ON ACTUAL EVENTS.
Olaylara bağlı olan bazı şeyleri değiştiriyorum.
And depending upon what happens, I change things.
Sizinle bugün olaylara ve şahıslara girmek istemiyorum.
I don't want get into facts and figures with you today.
Olaylara ışık tutmamıza yardımcı olduğunuz için.
To help shed some light on the events.
Olaylara bakış açın.
The way you look at things.
Olaylara bakış şeklimizi yatkınlığımız belirliyor.
How we look at things is determined by our predisposition.
Olaylara hep kliniksel bakardım.
I have always looked at things clinically.
Hadi, lütfen, olaylara anlam verecek ufacik bir sey söyle bari.
Come one, please, just give me something to make sense of this.
Results: 599, Time: 0.0461

Top dictionary queries

Turkish - English