VEREN - превод на Български

дава
veriyor
verir
verdi
verecek
veren
sunar
sağlıyor
bir veriyor
izin veriyor
mı veriyor
даде
verdi
veren
verecek
sundu
bir verdi
verdiğin için
sağladı
verin
вдъхна
verdi
veren
üfledi
който го
bunu yapan
onu kim
yapan
veren
birinin onu
onu seven
adam onu
kim de
çıkaran
дават
verdiler
veriyorlar
verir
veren
verecekler
sunar
izin vermiyorlar
bir veriyorlar
дал
verdi
dahl
veren
dal
verir
feda
vereceğim
verilen
дадоха
verdiler
verildi
veren
verilen
verecekler
sundu
bir verdiler
даваше
verdi
verirdi
veriyordu
veren
izin verirdi
даващи
veren
veriyor
дадох
verdim
sundum
veren
bir verdim
vereceğim

Примери за използване на Veren на Турски и техните преводи на Български

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Seni doğuran ve adını veren benim, Keiko Chazawa.
Аз ти дадох живот и името Чизава Кейко.
İş veren insanlar bana karşı çok iyiydiler.
Хората, които ми дадоха работа бяха много мили с мен.
Ve hatırla, sana bu nefis kahveyi veren bendim.
И запомни, аз съм този, който ти даде това вкусно кафе.
Zehri veren adam, ayağını çimdikledi
Човекът, дал му отровата, го ощипал за крака
Size güç veren nedir?
Какво Ви даваше сили?
Ona veren bendim, değil mi?
Нали аз му го дадох?
Bu sıralar ödül veren tüm organizasyonların listesini bul bana.
Изготви ми списък на всички организации даващи награди този сезон.
Sana düzgün biri olma şansı veren yegâne insanlara ihanet ettin.
Предаде единствените хора, които ти дадоха шанс да бъдеш прилично човешко същество.
Zehri veren adam, ayağını çimdikledi
Човекът, дал му отровата, го ощипал по крака
Kan veren çok tatlı bir adam vardı.
Там беше този човек които даваше кръв.
Evet, Lordum, ancak erişim kodlarına izni veren ben değildim.
Да, господарю, но не аз дадох разрешение за достъп.
farklı insanlar ifadeleri veren görmek için seviyorum.
да видим различни хора, даващи показания.
Oğlum değildi, onu bana veren… başka biriydi.
Не беше мое. Други ми го дадоха.
Sana ilaç veren oldu mu?
Някой ти е дал лекарства?
Rozeti sana veren benim.
Аз ти дадох значката.
Bizim eve gelip de bize sakız veren Eddie Marconi mi?
Еди Маркони, който идваше и ни даваше дъвки?
hayat veren eller.
магически, даващи живот ръце.
Ben değil miyim ki sana arzuladığın tüm muhteşemliği veren?
Аз ти дадох величието, което толкова време желаеше?
Komisere başka silah veren sensin.
Дал си друг револвер.
Solomon Hancock. Yasadışı dinlemeler üzerine bana bilgi veren NSA analisti.
Соломон Хенкок от СНС ми даваше информация за незаконно наблюдение.
Резултати: 1062, Време: 0.0342

Най-популярните речникови заявки

Турски - Български