ALIGNED in Turkish translation

[ə'laind]
[ə'laind]
hizalanmış
aynı hizada
uyumlu
harmony
fit
adapt
compliance
cohesion
match
adjustment
adjust
adaptation
harmonisation
hizalandı
aynı hizaya
birlik
union
unity
troop
unit
league
force
alliance
squad
together
corps

Examples of using Aligned in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
We're finally gettin' our custody schedules aligned.
Sonunda sorumluluk programımıza göre hizalayabildik.
I mean, maybe the stars aligned. Destiny?
Yani, belki yıldızlar hizalanmıştır. Kader işte?
Destiny? I mean, maybe the stars aligned.
Yani, belki yıldızlar hizalanmıştır. Kader işte.
How does it know that everything is aligned and attached?
Nasıl her şeyin hizalanmış ve bağlanmış olduğunu biliyor?
It's like the stars aligned.
Yıldızlar hizalanmış gibi oldu.
Dish aligned. Dish aligned.
Çanak hizalandı, çanak hizalandı.
Our timeline is not aligned.
Aynı zaman diliminde değil miydik?
Fuel systems aligned, engines in battle override.
Yakıt sistemi ayarlandı. Motorlar devre dışı.
I believe you will find that our interests are aligned.
Çıkarlarımızın aynı doğrultuda olduğunu göreceksiniz.
That this pyramids are aligned… with the planets of our solar system.
Güneş Sistemindeki gezegenlerle… hizalı olması sadece bir tesadüftür.
Aligned and ready, sir.
Ayarlandı ve hazır efendim.
Do you know, there are families are aligned in the stars?
Ailelerinin yıldızlar gibi konumlandığını biliyor musun?
Aligned and locked.
Ayarlandı ve kilitlendi.
The stars aligned, and she came back.
Yıldızlar hizalanmıştı ve o geri gelmişti.
Maybe he's not aligned with the rest of them.
Belki diğerleriyle aynı çizgide değildir.
As our interests are now aligned, I have decided that you may live.
Çıkarlarımız artık ortak olduğuna göre… yaşayabileceğine kanaat getirdim.
I have decided that you may live. As our interests are now aligned.
Çıkarlarımız artık ortak olduğuna göre… yaşayabileceğine kanaat getirdim.
You said our families are aligned.
Ailelerimizin sıralı olduğunu söylemiştin.
Dish not aligned.
Çanak hizalı değil.
So with the stars aligned.
Yıldızlar dizilsin sıraya.
Results: 99, Time: 0.0784

Top dictionary queries

English - Turkish