ARE FRAGILE in Turkish translation

[ɑːr 'frædʒail]
[ɑːr 'frædʒail]
kırılgandır
fragile
brittle
vulnerable
frail
delicate
friable
fragility
breakable
narindir
delicate
fragile
gentle
tender
frail
soft
slender
dainty
svelte
brittle
hassas
sensitive
delicate
fragile
tender
vulnerable
precise
precision
touchy
accurate
impressionable
kırılgan
fragile
brittle
vulnerable
frail
delicate
friable
fragility
breakable

Examples of using Are fragile in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Please, those are fragile.
Lütfen, onlar kırılgan.
We're fragile.
They're fragile, easily lost.
Kırılganlar ve kolayca kayboluyorlar.
They're fragile, and loud music frightens them.
Kırılgandırlar ve yüksek sesli müzik onları korkutur.
She says,"All babies are fragile.
Tüm bebekler hassastır.'' diyor.
We are fragile.
Biz kırılganız.
These canopy communities are fragile.
Bu tepe örtüsü toplulukları narinler.
They're fragile as glass at that age.
Bu yaşlarda, cam gibi kırılgandırlar.
They are fragile at that age.
Bu yaşta çok kırılgan olurlar.
Everybody knows women are fragile.
Herkes kadınların kırılgan olduğunu bilir.
Your lives are fragile, and you're all going to die!
Hayatlarınız çok kırılgan ve hepiniz öleceksiniz!
Everybody knows women are fragile.
Kadınların narin olduğunu herkes bilir.
Everybody knows women are fragile.
Herkes kadınların kırılgan olduğunu biliyor.
Our patients are fragile.
Hastalarımız çok hassas.
Dreams are fragile.
Düşlerse çok kırılgan.
They're fragile!
Kırılganlar işte!
Be careful. His legs are fragile.
Dikkat et ayaklari cok kirilgan.
These chains are fragile.
Bu zincirler çok kırılgandır.
The label warns that the contents of the box are fragile.
Etiket kutusunun içeriğinin kırılgan olduğunu uyarıyor.
World affairs are fragile enough as it is!.
Dünya ile ilişkilerimiz yeterince nazik durumda!
Results: 57, Time: 0.0426

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish