CAPTIVITY in Turkish translation

[kæp'tiviti]
[kæp'tiviti]
esaret
bondage
captivity
slavery
of servitude
enslavement
tutsaklığı
prisoner
captive
in captivity
keep
hostage
imprisoned
trapped
captured
hold
sürgün
bolt
slide
deadbolt
bedpan
esaretine
bondage
captivity
slavery
of servitude
enslavement
esaretten
bondage
captivity
slavery
of servitude
enslavement
esaretin
bondage
captivity
slavery
of servitude
enslavement
tutsaklık
prisoner
captive
in captivity
keep
hostage
imprisoned
trapped
captured
hold

Examples of using Captivity in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
They only handle requests after 8 months' captivity.
Sekiz ay tutsaklıktan sonra bazı istekleri ancak hallettiler.
The customs and history of your race show a unique hatred of captivity.
Irkınızın gelenek ve tarihi tutsaklığa karşı ilginç bir nefret sergiliyor.
Captivity will do that.
Esarette olur böyle.
He's too young to accept captivity.
Esareti kabul etmeyecek kadar genç.
After seven years of wartime captivity, Tom was a broken man.
Yedi yıllık savaş esaretinden sonra Tom çökmüş bir adamdı.
He will end your captivity with a kiss.
Seni öpecek ve esaretini sona erdirecek.
On 9 May 1947, Tolsdorff was released from American captivity.
Tolsdorff 9 Mayıs 1947de, ABD tutsaklığından sonra serbest bırakıldı.
Cain was in their captivity.
Cain onların tutsağıydı.
He came back after two years of captivity.
İki yıllık bir tutukluluktan sonra, geri döndü.
Giant anteaters can live around 16 years in captivity.
Büyük karıncayiyenler, esaret altında 16 yıl kadar yaşayabilmektedir.
No one's secrets are safe with Jane in captivity.
Jane esirken kimsenin sırları güvende değil.
We have only one captivity photo.
Tek bir esaret fotoğrafımız var.
After that, I surrendered to American captivity.
Sonra Amerikalılara POW olarak teslim oldum.
Captivity.- For three months.
Esaret mi?- Üç ay süresince.
Our strange captivity continues. Stardate unknown.
Tuhaf mahkumiyetimiz devam ediyor. Yıldız tarihi bilinmiyor.
The beast is in captivity.
Canavar yakalandı.- Öyle mi?
The elusive band of terrorists finally in captivity.
Ele geçirilmesi zor terörist grubu sonunda yakalandı.
How she was kidnapped and traumatized by two years of captivity.
Nasıl kaçırılıp iki yıllık tutsaklıktan sonra travma yaşadığını.
But these days, only in captivity.
Ama bu günlerde çoğunlukla sınırlanmış alanlarda yaşıyorlar.
Music isn't about competition or captivity.
Müzik, rekabet veya tutsaklıkla olmaz.
Results: 100, Time: 0.0706

Top dictionary queries

English - Turkish